1960’ın sonu 70’in başı…lar Türk sineması en kötü günlerinde. Dram furyası sona ermiş, köy hikayeleri popülaritesini kaybetmiş, kovboy filmleri artık izlenmiyor… Komedi de eski günlerinde değil.
Halk, sinemada izleyecek film bulamıyor. Bir de üstüne evlerdeki televizyon sayısı artınca sinemanın pabucu hepten dama atılıyor.
Sinema oyuncuları da işlerini kaybetmekle ve açlık savaşıyla burun buruna geliyor. Dönemin efsanelerinden Arzu Okay’ın dediği gibi “Mercimeği haşladım, soğanları kavurdum. Ama kıyma alacak para yok.”
Bir sektör gözler önünde günden güne eriyor… İnsanları sinemaya gitmeye teşvik etmesi beklenen devlet, sinema biletlerine eğlence vergisi ekleyerek düşene bir tekme daha vuruyor. Bilet fiyatları özellikle yabancı filmlerde fahiş boyuta ulaşıyor.
…ve hikaye burda bitiyor… mu acaba? Hayır, daha yeni başlıyor. Beklenmeyen bir fikirle ortaya çıkan bir yönetmen, kendine bir kadın bir de erkek fedai seçiyor. Ve bu isimlerin başlattığı furya ile Türk sineması bambaşka bir boyuta ulaşıyor.
Ne Aydemir Akbaş, ne Müjde Ar, ne de Ali Poyrazoğlu. İşte Türk sinemasının bilinmeyen kahramanları ilk erkek ve kadın erotik film yıldızları…
