in

Avrupa’daki Tek Dostumuz ‘BOSNA’ Hakkında Hiç Bilmediğiniz 17 İNANILMAZ GERÇEK

Bosna – Hersek 51.197 km2 yüz ölçümü ve 3,5 milyon nüfusu ile Avrupa’da nüfusunun ağırlıklı olarak Müslüman olduğu sayılı ülkelerden biri. Doğum sayısındaki düşüş ve sosyoekonomik sebeplerle göç eden vatandaşları yüzünden nüfusu her geçen yıl azalmakta.

Ülke son 5 yılda 172.000 göç verdi Sanılanın aksine ülkede yaşayan herkes Boşnak değil. Ülke 3 etnik gruba ev sahipliği yapıyor. Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar… Nüfusun geri kalan %4’ü ise diğer milletlerden oluşuyor. Bu yüzden ülkenin bayrağı tasarlanırken daha ortak bir bayrak tasarlanmış.

Bu sarı üçgen tıpkı bir üçgene benzeyen ülke topraklarını, Üçgenin her bir köşesi ise 3 kurucu halkı temsil ediyor. Yıldızlar Avrupa’yı temsil ederken kimilerine göre bu bayrak Avrupa Birliği bayrağından uyarlanmış. Ülkenin para birimi convertable Bosna Hersek Markı. Bugün 1 Bosna – Hersek Markı (KM) 3,38 Türk Lirası’na karşılık geliyor.

Dini yapısı ise biraz farklı. Ülke, Osmanlı İmparatorluğu’nun eski bir parçası olduğu için İslam hala ülkenin büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor. Nüfusun %50,7’si Müslüman… %30,75’i Ortodoks Hristiyan %15,2’si Katolik. Bir yandan ezan sesinin bir yandan çan sesinin duyulabildiği başkent Saraybosna, birçok dinden insanı barındırması sebebiyle Avrupa’nın Kudüs’ü olarak bilinmekte.

Bosna Hersek uzun yıllar boyunca Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’nun hakimiyeti altında da kaldığı için kültürel olarak karışık bir ülke. Ayrıca burası 1. Dünya Harbi’nin başladığı yer. Ülkenin resmi olarak 3 dili var. Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça. Boşnaklar, Hırvatlar, Sırplar hatta Karadağlılar ayrı dillere sahip olduklarını iddia etseler de birbirlerini kendi dilleriyle anlayabilirler.

Hepsinin dili birkaç farklı nüansı ile Slav temelli aynı lehçeden oluşuyor. Sigara paketlerinde her 3 dilde de uyarı yazıları bulunuyor. Buradan bile dillerinin ne kadar benzer olduğunu anlayabilirsiniz. Bu tıpkı İngilizlerin İngiliz İngilizcesi konuşması Amerikalıların Amerikan İngilizcesi konuşması arasındaki benzerlik gibidir.

Coğrafi konumuna bakacak olursak Bosna Hersek Güney Avrupa’da “Balkanlar” olarak bilinen bölgede bulunuyor. Kuzeyi ve batısı Hırvatistan… Doğusu Sırbistan… Güneyi ise Karadağ ile çevrili. Haritadaki konumuna ilk baktığınızda denize kıyısı olmadığını düşünebilirsiniz.

Fakat dikkatlice baktığınızda fark edeceksiniz ki Adriyatik Denizi’ne uzanan 21 Kilometre uzunluğunda bir kıyı şeridine sahip. Bosna – Hersek ismini ilk gördüğünüzde iki ayrı milliyetçi birlik olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak durum böyle değil. Peki Bosna nedir, Hersek nedir? En kısa ve basit şekilde aslında bunlar sadece iki bölge.

Sınırlar belirsiz ve açık bir şekilde tanımlanmamış. Fakat Bosna genellikle bu bölgede, Hersek ise güneyde genellikle bu bölgede yer alıyor. Kültürel olarak Bosna haklı Hersek’teki insanlarla aynı. Fakat Hersek’in özellikle Hırvatistan sınırındaki bölgesinde etnik olarak daha fazla Hırvat bulunuyor.

Böyle bir ayrımın olmasının sebebi 1400’lü yıllarda Herzog unvanına sahip bir adamın kendi ülkesini kurmasıdır. Aslında ülke gerçekten 2 ayrı bölgeye ayrılmış. Fakat Bosna Hersek diye değil Bosna – Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeri olarak. Yani ülke 2 özerk bölgenin birleşiminden oluşmakta.

You May Also Like:  Səyahətdə xərcləri azaltmağın 7 yolu

Sırpların çoğu Sırp Cumhuriyetinde yaşıyor. Ve her 2 bölgenin de kendi sermayesi bulunuyor. Saraybosna ülkenin ulusal başkenti. Banja Luka ise Sırp Cumhuriyeti’nin fiili başkenti olarak tanımlanıyor. Bu 2 bölge dışında haritada kalan bu küçük toprak parçası ise “Brčko” bölgesi.

Sırp Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü bölen, kendi kendini yöneten özerk bir bölge. Yönetim ise biraz kafa karıştırıcı. Bosna Hersek’in yönetimdeki temel kuralı, ülkede bulunan 3 halkı da eşit tutmak. 3 üyeli bir başkanlık içeren 2 meclisli bir yasama organına sahipler.

Yani ülkede 3 ülke başkanı var. Her millet için bir tane başkan. Dünyanın başka hiçbir yerinde böyle bir durum yok. Peki ülke neden bölünmüş halde? Bosna Hersek’in siyasi yapısını daha iyi anlamak için o yıllarda neler yaşandığının yüzeysel de olsa bilinmesi gerekiyor.

Öncelikle Bosna Hersek’in bağımsızlık kazanması bir hayli zor oldu. Yugoslavya’nın dağılmasının ardından birer birer yeni devletler kuruldu. Bosna Herkes topraklarında yaşayan Sırplar ve Hırvatlar ise ilk olarak bugünkü Bosna Hersek topraklarını aralarında paylaşmak istediler.

18 Kasım 1991 tarihinde Hırvatlar, Hersek – Bosna Hırvat Cumhuriyeti’ni; 9 Ocak 1992 tarihinde ise Sırplar, Sırp cumhuriyetini kurdular. Bu sırada ülkede bulunan diğer grup olan Boşnaklar da kendi cumhuriyetlerini, Bosna Hersek Cumhuriyeti’ni kurdu. Fakat Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) bu bağımsızlığı tanımadı ve referandumu şart koştu.

Halk 1992 yılında referanduma gitti. Ve %99 oy çokluğuyla nihayet 1 Mart 1992 tarihinde Bosna Hersek Cumhuriyeti resmi olarak kurulmuş oldu. Fakat bu seferde ülkede bulunan Sırplar bu devleti tanımadı. Bunun üzerine 6 Nisan 1992’de fashionable tarihin en uzun kuşatması unvanına sahip olan yaklaşık 4 yıl sürecek Bosna Kuşatması başlamış oldu.

Aynı zamanda kuşatma Balkanlar’daki en yıkıcı harbi de başlattı. 19 Ekim 1922 tarihinde ise Bosnalılar ile Hırvatlar arasında çatışmalar yaşandı. Bu harp bütün dünyanın sadece seyretmekle yetindiği bir harp oldu. Sırplar kadın, yaşlı, çocuk demeden önüne çıkan herkesi yok etti.

Bir süre sonra bu durum Boşnak, Hırvat fark etmeksizin iki halkında yok edildiği bir duruma dönüşünce Boşnaklar ve Hırvatlar 18 Mart 1994 tarihinde imzaladıkları Washington Antlaşması ile Bosna Hersek Federasyonu’nu kurdular. Ve tarafları ikiye indirdiler. Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti.

.. Sırpların Müslüman Boşnaklara başlattığı bu zulme batılı ülkeler, uzun süre sessiz ve sağır kalmayı tercih etti. Ta ki Sırplar, Hristiyan Hırvatlara da saldırmaya başlayıncaya kadar. İşte Birleşmiş Milletler (BM) ve NATO o zaman devreye girerek Bosnalılar üzerinden Sırpları püskürttü ve her şey son bulmuş oldu.

Aslında bu harp değildi çünkü Bosnalılar hiçbir zaman harp haline girmek istemedi. Hatta öyle ki ne cephaneleri vardı ne de erzakları. Türkiye bu durumda desteğini gösterirken bütün dünya susmuştu. Bugün kuşatma sırasında Saraybosna’ya 480.000 – 500.000 roket düştüğü biliniyor.

You May Also Like:  Venesiyada nələrə baxmaq lazımdır

Hatta sadece bir günde 3.777 tane roket atıldığı olmuş. Uluslararası Kızılhaç Komitesi verilerine göre 312.000 kişi hayatını kaybetmiş ve 2 milyon kişi yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmış. Hayatını kaybeden sivillerin %83’ü Boşnak. Tarihler 14 Aralık 1995’i gösterdiğinde Dayton Antlaşması imzalandı.

Ve insanlar birbirinden uzak ama yapıcı bir şekilde birbirlerinden nefret etmeyi kabul ettiler. Kısacası geçmişte kıyasıya mücadele eden halklar, bunca acıya rağmen yine bir arada yaşıyor. Antlaşmaya göre 1″Barışı Uygulama Konseyi” adı altında Bosna – Hersek Yüksek Temsilciliği kuruldu.

Bu yüksek temsilciliğe Cumhurbaşkanı’nı dahi görevden alabilecek bir verildi. Ayrıca antlaşmaya göre ülkede Üçlü Cumhurbaşkanlığı Konseyi ile 3 etnik grubun temsil edildiği 4 yıllığına seçilmiş 3 üyenin 10 aylık dönemlerle başkan oldukları bir idare sistemi kuruldu. Bu kadar iç anlaşmazlığa sahip ülkede yapılabilecek en iyi şey buydu.

Kuşatmanın üstünden 27 yıl geçmesine rağmen hala toplu mezarlara rast gelinmekte. Bugün 5.000’in üzerinde tekli mezar, 700’den fazla ise çoklu mezar bulundu. Hatta en sonuncusu geçtiğimiz haziran ayında bulundu. Ve cenaze törenleri ancak 27 yıl sonra yapılabildi. Yılı aynı binlerce mezar ve hala bulunamayan 7.

210 kayıp var. Bosna – Hersek’te ülkenin acımasız geçmişini hatırlatan pek çok yer var. Saraybosna gülleri, umut tüneli ve daha bir çok şey. Bunlardan en ilginci ICAR Konserve Et Anıtı. Saraybosna kuşatması sırasında Boşnaklara yapılan yemek yardımını temsil etmek için yapıldı.

Fakat minnet duymak için değil yapılan yardımların ne kadar göstermelik olduğunu hatırlatmak için. Çünkü o zamanlar kuşatma bölgesine havadan atılan bu konserveler yenmeyecek durumda olan, Vietnam Harbi’nden kalma yani 20 yıl öncesinden kalma tarihi geçmiş ya da Müslümanların yemekten kaçınacağı domuz etini içeriyordu.

Öyle ki kedi ve köpekler dahi bunları yemeyi reddediyordu. Anıt, o zaman ki insani yardım eksikliğini adeta özetliyor. Bazı yabancı kaynaklar da kuşatma sırasında Saraybosna halkına 12.000 uçakla 160.000 ton gıda ve ilaç yardımı yapıldığı yazmakta. Tabii bu yardımların ne kadarı gerçekten yardım tartışılır.

Bu güllerden Saraybosna’da 100 tane var. Peki neden? Çünkü tam bu noktada birileri şehit olmuş. Bu caminin minaresi ise o zamanlar yıkıldı fakat tadilatı bugün hala yapılmadı. Kiliseye tek bir kurşun gelmezken bu minarenin yıkılması bu saldırının aslında kimlere karşı olduğunun tarihteki izi.

Umut Tüneli, kuşatma altında olan Saraybosna’yı Saraybosna Uluslararası Havalimanı’na bağlamak üzere yapıldı. Gıda, insani yardım ve cephanenin şehre ulaşması ve insanların şehirden çıkabilmesi amacıyla yapılan Umut Tüneli Saraybosna kuşatmasından tek çıkış yolu olmuş.

Ve 300.000 insanın hayatını kaybettiği bu üzücü olayda 300.000 insanın hayatta kalmasını sağlamış. Bugün ülkenin simgelerinden biri haline gelen Mostar Köprüsü Hırvatların ve Boşnakların karşı karşıya olduğu dönemde Hırvatlar tarafından yıkılmıştı. Osmanlı Dönemi’nden kalma köprünün tadilatı 1997 yılında UNESCO ve Dünya Bankası’nın desteği ile başlatıldı.

You May Also Like:  How to Travel Europe by Bus for Under $600

Daha sonra köprünün inşası bir Türk firması tarafından üstlenildi ve aslına uygun olarak yeniden inşa edildi. 2005 yılında ise UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Ayrıca ülkede Osmanlı zamanından kalma bir Osmanlı Köyü de bulunuyor. Bu köyün adı “Poçitel”.

Diğer adıyla “Taş Şehir”. Dar ve taştan sokakları, medresesi, hamamı, kervansarayı, evleri ve camisiyle tam bir Osmanlı köyü. Bugünkü Bosna’daki devletçiklerden birinden diğerine geçtiğinizde başka bir ülkeye gitmiş gibi oluyorsunuz. Tren lokomotifleri bile değiştirilmiş durumda.

İki tarafın polisleri farklı üniformalar giyiyor. Vatandaşların izledikleri devlet televizyonları da ayrı. Hatta kimi hizmetler üçe bölünmüş durumda. Bu küçücük ülkede 3 farklı posta sistemi. 3 farklı sanat ve bilim akademisi. Ve 3 ayrı elektrik kurumu var. Dolayısıyla kamuda çok fazla insanın çalışması halka ekonomik açıdan olumsuz yansımakta.

Hala Avrupa’nın en yoksul ülkelerinden biri olan Bosna – Hersek, Yarım kalmış bir harp ya da eksik bir barış içinde birlik mücadelesi vermekte. Peki bugün ülkenin dış ilişkileri nasıl? Bu kısımda işler çok politik olarak bölünüyor. Ülkenin en iyi dostu ülkede kime sorduğunuza bağlı.

Hırvatlar tabii ki dimension Hırvatistan, Sırplar tabii ki Sırbistan, Boşnaklar büyük bir olasılıkla Türkiye’yi söyleyecekler. Buna rağmen tuhaf bir şekilde insanların bölünmesi bir bütün olarak bakıldığında ülkenin erişebildiği diplomatik ilişkileri artırıyor. Mesela Boşnaklar Rusları sevmeyebilir ama Bosna – Hersek’teki Sırplar sevebilir.

Bu neden ülke diğer bir grubun ne hissettiğine bakmaksızın bir insan grubunun içinde bulunduğu ilişkilerden bir bütün olarak faydalanıyor. Birnevi düşmanımın arkadaşı benim de arkadaşım Bu cümle, Bosna – Hersek’in diplomatik ilişkilerini en iyi anlatan cümle. Bulgaristan Bosna – Hersek’in egemenliğini tanıyan ilk ülke.

Ve bugün hala iyi geçiniyor. Şaşırtıcı bir şekilde Malezya, ülkenin büyük bir destekçisi Ve kuşatma sırasında Asya’da Bosnalı mültecileri kabul eden tek ülke oldu. Bugüne kadar birçok Bosnalı öğrenci yurt dışına eğitim görmek için Malezya’ya gitti. Ve orada yaşamaya devam ettiler.

Ayrıca Bosna – Hersek yaşadığımız Elazığ Depremi’ne sessiz kalmadı ve yardım kampanyası düzenleyerek depremzedelerimize yardımda bulundu. Son olarak ülkenin coğrafyasından bahsedersek… … Dinar Alpleri boyunca uzanan ülke toprakları çoğunlukla dağlık ve engebeli. Aslında oldukça ekilebilir arazisi var ama kullanılamıyor.

Sorun yaşadığı derin geçmişinde yaşıyor. Ülkede halihazırda yaklaşık 200.000 mayın bulunuyor. Ülke Avrupa’nın kalan son ilkel ormanlarından birine ev sahipliği yapıyor. Bu orman sadece Orman Koruyucuları eşliğinde gezilebiliyor. Dünyanın en uzun Norveç Ladin ağacı ve geçmişe götüren antik ağaçlar burada bulunuyor.

Visoko kasabası yakınında bulunan bölgedeki tepeler neredeyse mükemmel geometrik bir şekle sahip. Saraybosna çevresindeki birçok insan dünyanın en büyük yapay piramidinin burada bulunduğunu söylüyor. Ülke, dağlık arazisi sayesinde 1984 Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yaptı..

Supply Hyperlink: https://www.youtube.com/watch?v=ZdqAYiER7MM

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

if you now time with me.. do not tolerance torture….. Kuruluş Osman Resimleri

Suudi Arabistan Hakkında Bilmediğiniz 27 İNANILMAZ GERÇEK