Bu nedenle öncelikle Gülseren Budayıcıoğlu’nun kim olduğunu kısaca açıklayacağız. Ardından Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitapları hakkında bilgi vereceğiz.
Gülseren Budayıcıoğlu kimdir ve nerede doğdu?
Gülseren Budayıcıoğlu 1947’de Ankara’da doğdu. Babasının sevgi dolu, annesinin fedakar ve otoriter olduğunu söyleyen Gülseren Budayıcıoğlu’nun iki erkek kardeşi vardı. Orta ve lise eğitimini TED Ankara Koleji’nde, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde aldı.
Hem yayıncı hem de üniversite öğrencisiydi.
Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitapları yayınlanmadan önce okuyor ve yayıncı olarak çalışıyordu. Gülseren Budayıcıoğlu, TRT televizyonunun faaliyete geçtiği yıllarda üniversite eğitimi alıyordu. Bu noktada TRT reklam testine girdi ve kazandı. 1965 yılında TRT’de spiker olarak çalışmaya başladı. O zamanlar kendilerine “Bayan TRT” diyorlardı. Gülseren Budayıcıoğlu, 1972’de üniversiteden mezun oldu, ancak spikerlik ve doktorluk arasında seçim yapması için baskı gördü. Daha sonra üniversitede asistan olarak çalışmaya başladı. Ancak asistanlık görevi uzun sürmedi. Asistan olarak çalışmak ve televizyonda görünmek için yasal izne ihtiyacı vardı. Ancak çalıştığı üniversitenin dekanı bunun mümkün olmadığını ifade etti. Gülseren Budayıcıoğlu, bu dönemde iki programa ev sahipliği yaptı ve usulsüzlükler ortaya çıkınca Budayıcıoğlu asistan olarak kovuldu ve televizyona döndü.
Psikiyatri uzmanlığını 1977 yılında aldı.
Gülseren Budayıcıoğlu, kitaplarıyla pek çok kişiye ve diziye ilham vermeden önce psikiyatri alanında uzmanlaştı ve sunucu olmaya devam etti. Budayıcıoğlu, psikiyatri uzmanlığını 1977 yılında Hacettepe Üniversitesi’nden aldı ve burada 5 yıl profesör olarak çalıştı. Bu süre zarfında üniversite ve TRT işbirliği ile hazırlanan, hastalıkların ve sosyal sorunların alanında uzman kişilerle birlikte incelendiği “İnsan ve Dünyası” adlı bir programa ev sahipliği yaptı. 2005 yılında Ankara’da ilk özel psikiyatri merkezini açtı.
Yazarlık kariyerine 2004 yılında başladı.
Gülseren Budayıcıoğlu, 2004 yılında hikayelere ve çeşitli psikiyatrik sorunlara değindiği Inside the Medallion, A Psychiatrist’s Notebook kitabıyla yazarlık hayatına başladı. Budayıcıoğlu, ilk dört romanını ve 2019 yılında yayınladığı Camdaki Kız romanını, gördüğü gerçek vakaları kendi gözleriyle birleştirerek yazdı. Yazdığı romanlardan bazıları televizyon dizilerine uyarlandı. İstanbullu Gelin, Doğduğun Ev Kader, Kırmızı Oda, Masum Apartman gibi televizyon dizileri Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitapları sayesinde ortaya çıktı.
Yazılarıyla ünlü Gülseren Budayıcıoğlu’nun muhteşem eserlerine bakalım. İşte Gülseren Budayıcıoğlu’nun pek çok diziye ilham veren kitapları.
Madeni Paranın İçinde: Bir Psikiyatristin Defterinden (2004)
Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitapları deyince yazarın ilk kitabı olan “Madalyonun İçi: Psikiyatrın Defterinden” hemen akla geliyor. Yazarın ilk kitabında farklı nedenlerle psikiyatristlere gidenlerin hikayeleri anlatılıyor. Sevgi ve ölümle “insan hallerini” ön planda göreceğiz. Kitaptaki insanlar bize açılacak ve herkesten sakladıkları sırlarını paylaşacaklar. Bir psikiyatristin duygularını ve bu hastalarla neler yapabileceğini, hastalıkları ve tüm sorunları göreceğiz. Okumaya devam ettikçe kendimizi bulup yüzleşeceğiz.
Günahın Üç Rengi: Madalyonun Diğer Yüzü (2008)
Mazoşizmin acısıyla renklenen genç ve yakışıklı bir gencin dünyası. Bu acının zevki, ölüme yaklaşırken hissettiği doyum … Yaşlı ve şişko bir patronun cinsel tercihi nedeniyle varoşların kepli orta yaşlı erkeklerde aradıkları yakınlık … üç kuşaktır kadınların ruhlarını paramparça ederek sürükledi …
Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitaplarında ikinci olan bu romanda yazar, insan denen harika ve karmaşık bir varlığın gerçek hayattan hikayelerini anlatıyor. Bu hikayeler bazen sizi şaşırtacak, diğer zamanlarda sizi heyecanlandıracak.
Hayata Dönüş (2011)
Sessiz, güzel denilemeyen sessiz bir kız … Terapist sessizliğini korurken, tarihin samimi yerlerinden unutulmuş hikayeleri ortaya çıkarır. Genç firavun Tutankhamun’un gizemi, Hitler ve Freud’un kişiliklerindeki gücün analizi, evli kadınların aşk ilişkileri, 18. yüzyılda “fısıltı sanatı” denen … Tsarina Katerina’nın tılsımlı kaderi giyim, fuhuş ve daha fazlası … Sonra sessizlik bozulur. Çirkin kızın hikayesi başlıyor. Öyle bir hikaye ki, acısı ve üzüntüsüyle her şeyi gölgede bırakıyor. Çirkin genç kadın, açıldığında güzel bir prensese dönüşüyor.
Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitaplarında üçüncü sırada yer alan bu roman, psikanalizin sihirli değneğinin dokunduğu yerde ortaya çıkan bir başarı öyküsü olarak öne çıkıyor.
Kral Kaybederse (2015)
Dört gönül fatihi, kadınların yenilmez hükümdarı … Peki bütün savaşlar onun için her zaman bu kadar kolay olacak mı? Değil! Ve bu beklenmedik yenilgi kralın tahtını en güçlü yerine sallayacak.
Gülseren Budayıcıoğlu, kitaplarının dördüncüsü olan bu romanda, her zaman zirvede olacağına inanan bir avcının, avının avı olacağına ve asla sevilemeyeceğine inanan bir kadının avcı olduğunu anlatıyor.
Kral Teo Kitabı (2018)
Hayat, büyümüş çocuklara bir kral gibi davranmaz. Gelecekte gerçek kralların önünde kendilerini çok çaresiz ve yetersiz hissedecekler.
Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitapları arasında yer alan ve yazarın çocuk yetiştiren herkese tavsiye ettiği kitap, el, bebek, bebek yetiştirmenin olumsuz yönlerini hiçbir sorumluluk olmaksızın anlatıyor.
Camdaki Kız (2019)
“Gençken çektiğimiz acı ateşi kolay sönmez, kolay unutulmaz ve ayak izlerini hayatımız boyunca taşırız.
Gülseren Budayıcıoğlu’nun son romanı Camdaki Kız, lüks içinde yaşayan ve hep göz ardı edilen Nalan ile zor ve yoksul bir çocukluk geçiren elektrikçi Hayri’nin aşk hikayesini anlatıyor.
Kaynak: 1
Dikkat: Sitemiz herkese açık bir platform olduğundan, çox fazla kişi paylaşım yapmaktadır. Sitenizden izinsiz paylaşım yapılması durumunda iletişim bölümünden bildirmeniz yeterlidir.
Kaynak: listelist