Doğduğu günden bu yana, o bunu bilmese de bir gün buralara kadar geleceği belliydi. İsmini babaannesinden aldı, Cedi. Arapça’da Büyük Lider anlamına geliyor. Basketbola çocukken başladı, sadece hobi olarak.
Bu oyunun etrafında bir gelecek hayali kurmadı yani. Öyle boş zamanlarda oynuyordu işte. Onun hayali pilot olmaktı. Bir nevi oldu da…
Yetenekli, hırslı ve alçakgönüllü. Zamanında çok kişiye dendi ‘büyük yetenek’ diye. Ama o başka… Kendisi için ‘bu çocuktan olur’ diyen kim varsa haksız çıkarmadı. 6 yaşında başladığı basketbol, hayatının en büyük parçası haline geldi.
Söylediğinde göre dünyada Cedi ismine sahip olan tek insan. Türkiye’de düzenlenen Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda global bir unvan kazandı; The First Cedi.
Saraybosna sokaklarında, elindeki eski basketbol topuyla oradan oraya koşan sıska ve küçük çocuk. Çevresine her zaman enerji veren, herkesin sevdiği küçük çocuk. Aile terbiyesini sonuna kadar almış, Atatürk’ün Zeki Çevik ve Ahlaklı küçük çocuğu.
Önce Türkiye sonra da Amerika… İzleyen herkesi heyecanlandıran, efsaneler arasında şimdiden yerini ayırtan, saha-ülke-taraftar fark etmeden herkese adını haykırtan adam! O her zaman bizim ilk günkü kadar gurur duyduğumuz çocuk. The First Cedi… Cedi Osman konuğumuz…
