in

Being There / Merhaba Dünya (1979) Replikleri


– Ben artık gidiyorum Şans.
+ Evet.
– Sana bakacak biri lazım. Kendine bir hanım bulmalısın Şans. Yaşlı bir hanım olsa iyi olur. Genç birine senin pek faydan dokunmaz. Hele hele o ufak şeyinle.
– Burada yaşadığınıza dair bir kanıt gerek Bay Şans.
+ Ben varım ya.

– Eskiden radyo dinlerdim. Sonra yaşlı adam bana televizyon vermeye başladı. Bunun uzaktan kumandası var. Belki başka bir yerde bir sakız makinesi daha vardır. Bakın, bu benim yatağım. Bu benim banyom. Bu benim lavabom. Bu benim tuvaletim. Bu benim küvetim. Bu da benim gardırobum.
+ Kıyafetleriniz çok şık.
– Evet. Tavan arasına çıkıp yaşlı adamın kıyafetlerini giymeme izin var.

– Bay Şans, müteveffanın mülkü için nasıl bir dava açmayı planladığınızı bilmek isterim.
+ Bahçe çok güzel Thomas. Hiçbir dava açmayacağım.
– Anlıyorum. Bu konuda bir belge imzalamaya razı mısınız?
+ Nasıl imza atılır bilmem Thomas.

Ufacık bir kazada bile insanlar pireyi deve yapar.

– Ben çok iyi bir bahçıvanımdır. İnsanın dertlerini unutması için iyi bir uğraştır.
+ Her işadamı bir bahçıvan değil midir? O taşlı toprağı verimli kılmak için kendi elleriyle çalışıp durur. Alnından damlayan terle toprağı sular. Ailesi ve toplum için değerli bir şeyler üretir. Gerçekten de Chauncey, üretken bir işadamı üzüm bağındaki ırgat gibidir.
– Ne demek istediğini anlıyorum. Arkamda bıraktığım bahçe öyle bir yerdi işte.

Bir erkek her şeyini kaybedince öfke bir süre için mantığın önüne geçer.

Kimse ölen bir adamdan hoşlanmaz. Çünkü kimse ölümün ne olduğunu bilmez.

Güç sahibi olunca edinilen eski bir alışkanlık: İnsanları bekleteceksin.

– Ben’le aynı fikirde misiniz, yoksa geçici teşviklerle büyümeyi artırabilir miyiz?
+ Kökler zedelenmedikçe bir şey olmaz. Ve bahçede her şey yolunda gider.
– Bahçede mi?
+ Evet. Bahçede, büyümenin bir mevsimi vardır. Önce ilkbahar ve yaz gelir ama sonra sonbahar ve kış. Sonra yine ilkbahar ve yaz olur.
– İlkbahar ve yaz.
+ Evet.
– Sonra da sonbahar ve kış.
+ Evet.
— Sanırım genç arkadaşımız şunu söylemek istiyor: Doğanın mevsimlerini ister istemez kabulleniyoruz ama ekonomimizin mevsimleri canımızı sıkıyor.
+ Evet.
– İlkbaharda her şey büyür. Bunun uzun süredir duyduğum en ilginç ve iyimser görüş olduğunu söylemek zorundayım. Bu sağlam görüşlerinize hayran kaldım. Senatoda eksikliğini çektiğimiz şey de bu.

Biliyor musun kendini korumak için sözcük oyunları yapmıyorsun. Dolaysız konuşuyorsun.

Bay Rand’in arkadaşı Chauncey Gardiner bu sabahki toplantımızda bizimle birlikteydi. Bay Gardiner ülkemize karşı hepimizin ihtiyaç duyduğu hislere sahip. Önsezileri kuvvetli olan Bay Gardiner şöyle dedi “Sanayinin kökleri milli toprağımıza kuvvetlice bağlı oldukça ekonomimizin ufku kesinlikle güneşli olacaktır.”

Beyler, sonbahar ve kışın kaçınılmaz soğuklarından ve fırtınalarından korkmayalım. Bunun yerine, ilkbaharda gerçekleşecek hızlı büyümeyi ve yaz mevsiminin meyvelerini bekleyelim. Bir meyve bahçesindeymişçesine meyve toplama zamanının kıymetini bildiğimiz gibi ağaçların çıplak olduğu günlerin de kıymetini bilelim.

Söylediklerini ilkokul seviyesinde tutması çok zekice. Böylece anlayabiliyorlar.

– FBI’ın elinde bazı veriler var, ama işe yaramaz.
+ O verileri bilmek istiyorum.
– Tabii efendim. Giysileri New York’lu bir terzi tarafından elde dikilmiş. 1928’de. Terzi 1933’te iflas etmiş ve sonra intihar etmiş. İç çamaşırları en iyi kumaştan. Fabrika 1948’de bir yangında yok olmuş. Bu adamın hiçbir kimliği yok. Ne ehliyeti, ne cüzdanı, ne kredi kartı var. Bilgisayarlar ses özelliklerini analiz etti. Ama etnik kökenini belirleyemediler.

– Israrımı mazur görün, ama hangi gazeteleri okuduğunuzu gerçekten öğrenmek isterim efendim.
+ Gazete okumam. Televizyon seyrederim.
– Yani sizce televizyon, gazetelerden daha geniş kapsamlı haber mi veriyor?
– Televizyon seyretmeyi severim.

Basınla senin gibi baş eden biriyle karşılaşmamıştım. Çok serinkanlı ve tarafsızsın.

Zengin olanlara ne ihtiyacım var ne de onlara karşı sabrım.

‘Arkadaşım’ sözünü duyduğumdan çok efendim’ sözünü duydum. Ama sanırım zenginliğin başka ödülleri de var. Krallarla tanıştım. Bu görüşmeler sırasında aklıma garip düşünceler geldi: Onu koşuda geçebilir miyim acaba? Bir topu ondan uzağa fırlatabilir miyim? Görünüşümüz nasıl olursa olsun, hepimiz birer çocuğuz.

Ya Chauncey Gardiner? Bu adam hakkında ne biliyoruz? Hiçbir şey. Geçmişi hakkında bir şey bilmiyoruz. Doğru. Bu bir artı olabilir. Bir insanın geçmişi, onun ayak bağıdır. Bir insanın geçmişi bir bataklığa dönerse spekülasyona yol açar. Şu ana dek kendisine karşı kullanılabilecek bir şey söylemedi.

“Maddi açıdan çok zengin bir hayatım oldu. Son derece fakir olmayı düşünerek uykusuz geceler geçirdim. Çok yaşadım çok zorluklar çektim. Küçük adamlarla uğraştım, çıplak doğduğumuzu ve çıplak öleceğimizi hiçbir muhasebecinin hayatı lehimize çeviremeyeceğini unutan adamlarla.Çocukken, Tanrı’nın insanları kendi görüntüsünde yarattığını öğrendim. Bunun üzerine ayna imalatına başladım. Güvenlik. Sükunet. Hak edilmiş bir uyku. Amaçladığım her şey yakında gerçek olacak. Hayat aklın geçirdiği bir evredir.”

Dikkat: Sitemiz herkese açık bir platform olduğundan, çox fazla kişi paylaşım yapmaktadır. Sitenizden izinsiz paylaşım yapılması durumunda iletişim bölümünden bildirmeniz yeterlidir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Her Dediği Çıkan Kahin: Kenneth Odhar

Mevlana’nın Mucizeleri ve Kerametleri