Antik Yunan’ın DNA tarihçesi
Minos ve Miken Uygarlıklarının Eski Türklerle Bağları Olduğu Saptandı
Türk arkeologların da destek verdiği araştırmaya göre; Antik medeniyetlerden Miken ve Minos’ların DNA dizilimleri; Bronz Çağı dönemi ve Yunan kültürü hakkında ipuçları veriyor.
Bilim adamları Avrupa’nın ilk medeniyeti kabul edilen Minos ve Miken Medeniyetleri’nin gen dizilimlerini incelemeye yönelik bir Türk arkeolog ve antropolojistlerin yer aldığı bir çalışma başlattı.
Araştırmacı David Reich (Howard Hughes Medical Institute) ve çalışma arkadaşları 2 Ağustos tarihli Nature dergisinin haberine göre Minos ve Miken medeniyetleri’nin zengin genetik miraslarını incelemeye yönelik bir çalışma yaptı ve Rich’e göre bu çalışmalar “Arkeoloji ve Edebiyat alanlarına ait kültürel bilgileri daha anlamlı kılan ve zenginleştiren” bilgiler oldu.
Evrimsel genetik uzmanı Reich (Harward Medical School), Yunan şairi Homer ile hatırlanan Bronz Çağı ve Antik Yunan insanlarının gizem dolu yaşamları ve kültürleri için derinlemesine bir köken araştırması başlattıklarını söylüyor.
Antik medeniyetlerin geçmişi, nereden geldikleri oldukça tartışmalı. Avrupa ve Asya’dan karma olarak yapılan göçler sonrasında genel olarak bütün topluluklarda okuma-yazmaya ve belli makalelere rastlanmasına rağmen Minos’lara ait herhangi bir yazıya ve ipucuna rastlanmamıştır. Yunanca’nın temeli olan Miken dili Hint-Avrupa dil grubuna girmekte ve o dönemde Avrupa bölgesi ve Asya’nın belli bölgelerinde konuşulmakta imiş; ancak tüm dilbilimsel ve arkeolojik çalışmalara rağmen bu kültürlerlerin kökenleri ve dilleri hakkındaki bilgiler ve Bronz Çağı’na yansımaları hala karmaşık bir bulmaca.
Reich’e göre;Antik medeniyetler; Ege Denizi, Yunanistan bölgesi, Yunan Adaları ve Anadolu’da yaşayan çiftçiler ve Çağdaş Avrupalılar’dan oluşuyor. Ancak bunların dışında ayrıca Kafkas ve İran’dan oluşan bir grup olduğunu iddia ediyor.
Minoslar M.Ö. 3100 ve M.Ö.1050 döneminde Girit adasında denizcilikle uğraşan ve kendilerine özel yaşam alanları oluşturan topluluk olarak bilinirler. Ünlü Labyrinthe mitiyle bilininen Minotaur; Minos’lara ait bir eserdir.
Minos bölgesini işgal eden güçlü birer mühendis ve savaşçı olan Mikenler M.Ö. 1700 ve M.Ö. 1100 yılları arasında Yunan bölgesinin Mycenae adı verilen geniş bir sit alanında Kral Agamemnon önderliğinde yaşamlarını sürdürürler.
Reich, Max Planck Enstitüsü’nden takım arkadaşları, Türk ve Yunan arkolojistler / antropolojistler grup olarak bir çalışma başlatıp, 10 Minos, 4 Miken, 3 Anadolu, 1 Girit ve 1 Neolitik dönem Yunan’daki iskelet buluntularından toplam 19 çeşit kalıntı incelerler.
Kalıntılardan alınan DNA örnekleri, dünyanın başka bölgelerde bulunan 332 antik iskelet buluntusu ile günümüzde yaşayan 2’si Giritli 2 bin 614 insandan alınan DNA örnekleriyle karşılaştırıldı.
Miken ve Minos uygarlıklarının birbirinden farklı yapıda olduğu ortaya çıkmıştır ve Miken ırkları’nın ayrıcaHazar Denizi ve Karadeniz’de yaşayan insanlardan da izler taşıdığı ortaya çıktı.
Bilginler Hint Avrupa dillerinin İtalyanca, Almanca, Slav ve Hint dilleri’nin kökeni olduğunu iddia etmekle birlikte Anadolu ve Bozkır bölgesinden gelenlerin içinde de yayılan bir dil grubu olduğunu iddia etmişlerdir.
İlk Yunan konuşmacıları Hint-Avrupa dilinin yayılmasını sağlayan göçlerin güney kolunu oluşturmuştur, yani Miken kültürünün genetik özelliklerinin Hint-Avrupa kökenine benzediği ortaya çıktı.
Kaynak:http://www.bizsiziz.com/first-civilizations-of-greece-are-revealing-their-stories-to-science/
