in

Netflix Dizisi Aşk 101 Konusu Ne? Dizi İzlenmeli mi?


Netflix üçüncü orijinal Türk dizisi Love 101’i 24 Nisan 2020’de yayınladı. Ay Yapım’ın projesi olan dizi, sekiz bölümden ve bölümlerin ortalama 40 dakika süresinden oluşuyor. Dizinin oyuncuları arasında Pınar Deniz, Kubilay Aka, Mert Yazıcıoğlu, Alina Boz, Selahattin Paşalı, İpek Filiz Yazıcı ve Kaan Urgancıoğlu gibi isimler yer alıyor.

Yazmadan önce kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum.

Birdizihaber yazarları Alternatif Evren Podcast ailesinde bir öneri programı yaparlar. Yazarlarımız haftalık diziler, filmler, oyunlar ve müzik önerileri sunar. Bunun dışında güzel de konuşuyor. 🙂 Dinleyicilerimize de küçük hediyeler dağıtıyoruz. Bu haftaki podcast’imizin konuları ve dinleme bağlantısı aşağıdaki gibidir;

12 aylık FilboxCanlı hediye, Aşk 101, Koş, Yakup Savunmak, Adınız

Bu yazıda, dizi hakkındaki kişisel fikirlerim hakkında konuşacağım. Bu makale birdizihaber.com sitesinin genel fikri değildir. Ayrıca, herhangi bir kurumu veya kişiyi hedeflemiyorum.

Dizi tanıtıldığı ilk günden bu yana ucuz, basit ve sıradan görünüyordu. Netflix, Türkiye’de yürütülen bazı medya politikalarını hazırladığı için. Diziyi tanıtırken başarılı olabilecek konu hakkında herhangi bir bilgi vermese de, meraklı olmaktan uzak bir süreci vardı. Bu seri tam olarak global Netflix prodüksiyonuna benziyorsa, tanıtımla ilk günü merak ediyoruz.

Gazetecileri sosyal medyada kopyalayıp yapıştıran web siteleri, gala bileti karşılığında övgü ile diziyi bitiremeyecek. Onlara aldırma. Ceplerini olması gerektiği gibi doldururlar.

Neyse konuya geçelim. Bu dramayı izlemek için bir neden göremiyorum. İzlememem için 11 neden bile önerebilirim.

1- Basit Konu
Çoğumuz lise hayatını yüksek libido ve heyecanla gençliğin neşesi ve enerjisi ile geçirdik. Karikatürlere konu olacak bir genelleme bile var. Bu dönemde olanlar eğlencelidir, yetişkin yaşamını etkilemeyen kararlar vermek ve günlük heyecanı sürdürmek. Özellikle bu nedenlerle, hikaye anlatımı bu dönemi sever. Bu yüzden hem Amerikan TV dizileri ve filmlerinde hem de yerel içerikte birçok lise hikayesi izliyoruz.
Love 101’e gelirsek, bunun çok basit bir lise hikayesi olduğunu söyleyebiliriz. Lisedeyken çok serseri olduğumuzu söyleyen milyonlarca insandan beşinin hikayesini takip ediyoruz. Ne anlatılıyor? Beş kişiden dördü aşık. Yasadışı eylemleri nedeniyle okuldan kovulmamaları için iki öğretmene aşık olmaya çalışıyorlar. Cheesyyyy dediğini duydum. Evet öyle.

2- Klişe Bataklığı
Bu cümleyi izlemeyi düşündüm. Sekiz bölümlük dizide bir klişe dizisi bile yok. Ne olacağını 30 saniye önceden tahmin edebilirsiniz. Örneğin, öğretmenlerine aşık olmaya çalışırlar. Sizce ne olur? Onları yan yana getirdiler mi? Evet. Bir etkinliğe gönderiyorlar ve rastgele eşleşiyormuş gibi mi yapıyorlar? Evet.
Ayrıca uyandırmak istedikleri bir sahne hakkında konuşmak istiyorum. Dizi 1998’de neler olduğunu anlatıyor ve bir anlatıcı bugünkü olayları anlatıyor. 98’in bir bölümünde, iki sevgili duvardaki resim hakkında konuşuyor ve “çok hoş” ya da bir şey söylüyor. Şu andan itibaren bir bölüme geliyoruz ve bu sevgililerden biri olan anlatıcımıza bir anlatı hediyesi geliyor. Açarken çok heyecanlı ve ne olduğunu tahmin edemiyor. Tahmin edebilir misin? Sizce hangi masa geldi? Evet yaptın.

You May Also Like:  hangende stoel - Neue Deko-Ideen - Bedroom Decoration

3- Harici Ses Rezaleti
Yukarıdaki makalede bahsetmiştim. Dizi, çok tercih edilen bir yöntem olarak dış sesle anlatılıyor. Bugün kahramanlarımızdan birini görüyoruz ve o gün neler olduğunu anlatıyoruz. Ama öyle bir rivayet ki, daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadığınıza yemin edebilirim. Bu parçaların yazıldığını kesinlikle sanmıyorum. Aktöre bunun hikaye olduğunu söylediler, söylüyorsun gibi davran. İnternetten bazı alıntılar bulun, biraz süsleyin. Ne bir merak ne bir öyküye bir katkı ya da bir eğlence unsuru yoktur. Düz aforizma sözleşmesi. Aklınızda canlandırmak için hayali bir örnek verelim. Bir bölüm başlar, bugünün karakteri ortaya çıkar ve der ki,
“Hayat öyle olduğunu veya ne olacağını bilmemenizdir.”
Ne oldu şimdi? Ne dedin?

4- Soğutma Dekorları
Dizi 1998’de gerçekleşir. Yılı 1998’e geri çektiğinizde, ona inanamayacağınız kadar çok malzeme alırsınız. 90’lı yılların sonlarında İstanbul’dan bir mini video izlemek bile çok keyifli olabilir. Tamamen çevrenin güzelliğinden. Bütçede elinizle bir dizi çekmek de harika bir fırsat. Peki ekibimiz ne yaptı? Bir iskele ve bir mahalle köşesi tasarladı. Mahallenin köşesinde 90’lar gibi bir şey yok. İskeleye sarı bir telefon kulübesi konuldu. Çok fazla. Gerçekten şaka yapmıyorum. Dizi bir aksiyon olmasa da, iskeleyi birçok kez gösteriyor. Çünkü tek dekor bu. Bunun dışında bir konağımız ve okulumuz var. Oradaki dönem hakkında hiçbir ifade yok.

5- Vasat Oyunculuk
Oyuncular sahip oldukları her şeyi verdiler. Bununla birlikte, düşük potansiyel türlerine sahiptirler. Daha önce hiç izlemedim. Ana akım oldukları açıktır. Ama başarılı mı? Tabii ki değil. Aniden değişen ruh hallerinde çok kötü performans gösterirler. Özellikle basketbol koçu olan bir karakter var, aman tanrım. Dizi boyunca durdu. Kardeşimizin oyunculuğunda, karakter yazımından bağımsız bir sorun olduğunu düşünüyorum. Evimde uzun bir lamba var. Bu lambayı basketbol koçu olarak koyarsak sana yemin ederim, Kenan Urgancıoğlu’ndan daha iyi oynuyor. (Adını google’dan buldum)

You May Also Like:  Fresh and Modern Green Bathroom Design Ideas - Kitchen Decoration

6- Çok Kötü Müzik
Endişelenme, lekelenmeye git. Tüm zamanların klasik veya 90’lı parçaların çalma listesini açın. Hah, bunlar serinin müzikleri. Elbette, ne yorgun ne de bestelendi. Bu yerli yeri o kadar çok müzik girdim ki, 90’ların hit listelerini dinlemek istiyorsunuz. Örneğin, karakterimiz bir soruya cevap verecek, bu çok basit bir soru. Aniden kraliçe oynamaya başlar. O NE LAN?

7- Korkunç Kurgu
Hikayenin kötülüğüne rağmen elinde sekiz bölüm var. Bu sekiz bölüm arasında kurgu ekibi küçük hikayelerle merak uyandırmıyor. Başka bir deyişle, kitlenin içeriğinden bağımsız olarak, izleyicinin diğer bölümü açmak istediği düzenlemeyi çok güzel yaparsınız. Bu olay bahsettiğimiz dizide asla mevcut değil. Aynı tarzda olmadıkları için, eşit bir örnek olamazlar, ama tamamen yeniden canlandırılabileceklerini söylüyorum. La Casa de Papel de son sezonuyla çok kötüleşti, ancak her bölümün sonunda hala merak uyandırabilirler.

8- Mantık Hataları
Bundan çok fazla yüklemek istemiyorum, ancak dizi mantık hatası dolu. Bugün, Game of Thrones’ta bile, starbucks camını gördüğümde, bu diziyi eleştiremiyorum. Ama söylemeden gidemem. Örneğin, Nisan gibi yağmur var. Islanarak hastalanır. Ama hasta karakterimiz konakta açıkça uyanıyor. Peki neden?
Bir de aile bölümü var. Bir karakterin ailesi çok muhafazakar, ilk bölümde tüm ekip gider ve anneden aileden izin almasını ister. Sonra karakterimiz dışarıda ve gece yarısına kadar her gün sarhoş. Peki aile ne yapıyor? Tabii ki hiçbir şey. Neden sorguluyorsun?

You May Also Like:  15 Plunge Worthy Pools - Home Decoration

9- Kötü Karakter Yazımı
Dizide alt metinde farklı olmanın ve toplum tarafından dışlanmanın kötü olduğunu açıklamak isteniyor. Bu yapılırsa, çok başarılı olabilir. Ancak, hikaye anlatımı o kadar kötü ki anlatmak istediklerinize yaklaşmıyor bile. Toplumun diğer bireylerinden farklı olduğu iddia edilen karakterler o kadar sıradan ki, ötekileştirme duygusunu izleyiciye aktaramazlar. Bu nedenle, biz farklı olana kadar empati kurmak imkansız hale gelir.

10- Netflix ve Lunar Ticari Endişe
Ne yazık ki, kaliteden ziyade niceliğe önem veren Netflix ve ülkemizin önde gelen boş içerik üreticisi, içeriği tamamen ticari hale getirmek için bir araya geldi. Ne yazık ki, PR çalışmaları günlerce serinin ucuzluğunu karşılayamadı. Bugün Netflix serisinde gördüğümüz vasat, istisnalar hariç, buraya yayıldı ve vasat bir bütün olarak geçemeyen bir projeyle karşılaştık.

11- Sonsuz Seriler
Evet, yukarıda ticari kaygıdan bahsettim. Bunun bir yansıması olarak, serinin sonu yapılmamıştır. Hayır, kötü bir son demiyorum, dizide sezon finali yok. Hayır hayır, kötü olduğunu söylemeye çalışmıyorum. Sekizinci bölüm ile dördüncü bölüm arasındaki en ufak farkı bulamazsınız. Bunun nedeni, ikinci, üçüncü, beşinci veya dokuzuncu sezonu hızlı bir şekilde çekme arzusu olmalıdır. Şimdi gelelim @ netflixtürki twitter hesabı altında “yeni sezon geliyooo” yazalım.

Netflix, küresel işleri bile bozmaya devam ediyor, küresel olarak bile gözlerimde kan kaybediyor. İyileşebileceklerini söyleyen Atiye’den sonra Hakan Muhafız’ın ardından bu proje yerin altında. Bence çok para harcamak ve yerel hikayeler yapmak o kadar zor olmamalı. Keşke ana yayın ayı prodüksiyonu gibi şirketler yerine gerçek hikayeler dinleseydik. Hayır, sana bir aşk serisi yapmanı söylemiyorum, tekrar hobi olarak yapmam. Örneğin gidip klasik Türk romanlarını uyarlayın. Kim çekilirse Kürk Mantolu bir Madonna izlemez ki? Ayrıca Instagram ekibini de vuruyorsunuz. Netflix’e ne dersiniz?

Dikkat: Sitemiz herkese açık bir platform olduğundan, çox fazla kişi paylaşım yapmaktadır. Sitenizden izinsiz paylaşım yapılması durumunda iletişim bölümünden bildirmeniz yeterlidir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Bayram Tatilini Evde Geçireceklere Film Önerileri

Diriliş Ertuğrul 143. Bölüm