in

Dünyanın En Kuzeydeki Şehrinde Ölmek Neden Yasak?

Dünya’nın en kuzeydeki şehri Longyearbyen’de doğmak ve ölmek yasak. Peki Norveç’in bu soğuk şehrindeki ilginç yasakların nedeni ne?

Ada kuzey kutbuna yakınlığı nedeniyle çok sayıda kutup ayısına da ev sahipliği yapıyor, bu yüzden insanlar binaların dışına çıkarken mutlaka yanlarında güçlü bir av tüfeği bulundurmak zorundalar, yani Longyearbyen’de günlük hayat sırasında sırtında koca bir tüfek olan insanlar görmek son derece sıradan. Hatta yetişkinler için dışarı silahsız çıkmak yasak.

Şehir o kadar kuzeyde bulunuyor ki kışın 4 ay boyunca gece yaşanıyor ve güneş hiç doğmuyor, 4 aylık uzun ve soğuk bir kış gecesini yaşayan yerli halk baharın gelişini ve güneşin yeniden doğuşunu 1 hafta coşkuyla kutluyor. Aynı şekilde yaz geldiğinde de 4 ay boyunca güneşin hiç batmadığı upuzun bir gündüz yaşanıyor.

Yaklaşık 2000 kişinin yaşadığı şehirde banka, üniversite, müze, kilise, havaalanı, postane gibi önemli binalar da bulunuyor ve bunların hepsi dünyanın en kuzeyinde bulunma özelliğini taşıyor.

Adadaki başka bir ilginç yasak ise hiç kedi olmaması ve kedi sahibi olmanın yasak olması. Bu ilginç yasağın amacı adada yaşayan ve çok nadir bulunan kutup kuşu türlerini korumak.

Ayrıca bu şehirde insanların alkol tüketimi aylık olarak belli bir miktarla sınırlandırılmış durumda, bu şehirde sadece maden işçilerinin yaşadığı zamanlardan kalma bir kural. Şehirde alkol satın almak için bir kart gerekiyor ve alınan her alkollü içecek aylık olarak bu karta işleniyor.

You May Also Like:  Kücheninsel aus Paletten - Kitchen Decoration

Şehirdeki restoran, banka, üniversite gibi tüm binalarda içeri giren insanlar ayakkabılarını çıkararak girmek zorundalar. Bunun nedeni dışarıdaki buzları içeri taşımaktan dolayı iç mekanların çamurlanmasını önlemek.

Ayrıca küresel bir felakete karşı dünyadaki tüm bitki tohumlarının saklandığı meşhur svalbard küresel tohum deposu da bu adada bulunuyor.

Şehir kuzey kutbuna çok yakın bulunduğu için yılın çoğu zamanında kutup ışıkları gökyüzünü aydınlatıyor, bir çok insanın görmeden ölmek istemediği bu muhteşem ışıklar aslında Longyearbyen halkı için oldukça sıradan bir görüntü.

Adadaki ilginç yasaklardan biri de doğum yasağı, acil bir durum olmadıkça adada doğum yapılmasına izin verilmiyor. Hamile kadınlar 8. aydan sonra norveç’in başka bir şehrine gönderiliyor. Bu ilginç yasak adaya başka yerlerden gelen insanların çocuklarını burada doğurarak adada oturmaya hak kazanmaya çalışmaması için uygulanıyor.

Longyearbyen’de doğmak gibi ölmek de yasak. Bu ilginç yasağın kökeni onlarca yıl öncesine kadar gidiyor. 1918 yılında yaşanan ve dünya’da 50 milyon kişinin hayatını kaybetmesine neden olarak dünya nüfusunun %6’sını öldüren İspanyol gribi salgını dünyanın her yerinde olduğu gibi norveç’teki insanları da etkiledi ve ölmelerine neden oldu.

Longyearbyen adasında ispanyol gribi yüzünden hayatını kaybeden insanlar adadaki mezarlığa gömüldüler, ancak bundan yıllar sonra adada birkaç kişide ispanyol virüsü görülünce yapılan araştırma sonucunda yıllar önce gömülen cesetlerin toprak tamamen donmuş halde olduğu için topraktaki bakteriler tarafından çürütülemediği ve tamamen ilk günkü gibi kaldığı tespit edildi. Yıl boyunca hiç kesilmeyen soğuklar yüzünden toprağın üst katmanlarının adeta bir derin dondurucu görevi gördüğü anlaşıldı.

You May Also Like:  Bedroom Mirror with Mirrored Frame - Bedroom Decoration

Tıpkı cesetlerin çürümemesi gibi İspanyol Gribi virüsü de bozulmadan yıllarca yıl toprağın altında canlı kalabiliyordu. Bunun üzerine 1950 yılında adada ölmek üzere olan kişilerin norveç’in başka bir bölgesine nakledilmesi kuralı hayata geçirildi ve 1950 yılından sonra bir daha Longyearbyen’de kimse gömülmedi.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

TÜRKMENİSTAN’ın Bilinmeyen Yüzü: Dünyanın En Acayip Ülkesi

Türkiye’nin İlk ve Tek Kadın Mafyası I İlklerin Tarihi