Amber aslen bir taş değil. Bu, eski ağaçların taşlaşmış reçinesi.

Eski zamanlarda kehribar esas olarak bir ilaç olarak kullanılıyordu. Doktorlar zehirlenme, epilepsi, iktidarsızlık, kısırlık ve öteki birçok hastalığı tedavi etmek için kehribar tozu kullandılar.

Büyük doktor İbn Sina (Avisenna), topuklardaki çatlaklardan böbrek taşlarına kadar birçok hastalığı tedavi etmek için kehribar kullandı.

Bilim, kehribarın vücut üstünde fizyoterapötik bir etkiye haiz bulunduğunu kanıtladı.

Amber ruh halini iyileştirir, depresyonu azaltır, uykuyu düzenler. Uykusuzluk çeken kişilerin yastığın üstüne kehribar rengi bir taş koymaları tavsiye edilir.

Eski zamanlarda sorunlu bir bebeğin beşiğine kehribar bir taş asıldı.

Kehribarın bağışıklık sistemi üstünde uyarıcı tesiri vardır, soğuk algınlığı riskini azaltır.

Amber ek olarak tiroid bezi üstünde pozitif bir etkiye haizdir. Antik çağlardan beri hanımefendiler kendilerini tiroid hastalıklarından korumak için kehribar kolye kullanırlardı. Doğal ki ciddi tiroid hastalığı amber ile tedavi edilemez. Bununla beraber, belirli bir profilaktik tesir vardır.

Amber içindeki kehribar asit, kuvvetli bir biyostimülatördür. Vücut üstündeki pozitif tesirleri fazlaca geniştir – sinir ve gastrointestinal sistemler, böbrekler, metabolizma vb.

Bu asit ek olarak bir anti-enflamatuar etkiye haizdir. Bundan dolayı kehribar romatizma, solunum yolu iltihabı, bronşiyal astıma destek sunar.

Amber meteohassas da insanlara yardım edebilir. Hava değiştiğinde kehribar bir kolye yada bilezik takının ya da cebinizde kehribar taşı taşıyın.

Kehribar taşı ile meydana getirilen yüz masajı cilt üstünde fazlaca pozitif bir etkiye haizdir – cildi gençleştirir, daha taze, pürüzsüz ve parlak hale getirir.

Yalnız organik, işlenmemiş kehribarın vücut üstünde terapötik bir tesiri olduğu unutulmamalıdır.