Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyanın en sağlıklı ve en faydalı sularından biri olan Zam-Zam suyunun sırrı bir sır olarak kalmaya devam ediyor.
Teknolojinin son derece gelişmiş olduğu günümüzde, böyle bir yeraltı suyu kaynağı yoktur.
Publika.az Zam-Zem suyu ile ilgili bazı ilginç gerçekler:
“Zam-zam” kelimesi Arapça “dur” anlamına gelen “zome” kelimesinden türemiştir. Yüzyıllardır konuşulan ve ölümsüzlüğün sırrı sayılan Zam-zam suyu Dünya Sağlık Örgütü tarafından incelenmiştir. Denizden 80 kilometre uzakta bulunan suyun kaynağı hala bilinmiyor. Çevrede başka su kuyusu yok. Bilim adamlarını korkutan gerçeklerden biri de Hac mevsiminde milyonlarca hacı su içen kuyunun yüzyıllardır kurumamış olmasıdır. Suyun bu kuyuya nasıl geldiği ise bir muamma.
Diğer kuyulardan farklı olarak yosun ve diğer bitkiler duvarlarında büyümez. Kuyu 30 m derinliğinde ve 1.08 m ila 2.66 m çapındadır. Yıllar içinde su seviyesinde herhangi bir düşüş olmamıştır.
Bilim adamları su içerek açlığın aniden giderilmesini açıklayamıyorlar. Suyun tuhaf bir tadı olduğunu iddia eden bilim adamları, bu tuhaf tadın nereden geldiğini bulamıyorlar.
Avrupa laboratuvarlarında yapılan araştırmalar, zam-zam suyunun çok az kükürt içerdiğini göstermiştir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan araştırmalar, Zam-Zam suyunun mikroorganizma ve bakteri içermeyen tek su olduğunu göstermiştir.
Diğer sulara göre daha fazla besin ve mineral bakımından zengin olan Zem-Zem suyu kuyusu yeryüzünün en kutsal topraklarında yer almaktadır. Mekke’deki Mescid-i Haram’da bulunan kuyu, İslam’ın en kutsal yeri olan Kabe’nin 20 metre doğusunda bulunuyor. İslami inanışlara göre bu bahar mucizevi bir şekilde binlerce yıl önce Hz.İbrahim’in bebek oğlu İsmail’in susuzluktan ağladığı zaman yaratılmıştır. Hac veya Umre’de her yıl milyonlarca hacı bu bahardan su içiyor. İbrahim Peygamber’in eşi Hacer Hanım’ın, pınarı suyla doldurduktan sonra durmasını ve kurumamasını isteyince defalarca “zem-zam” (dur) kelimesini tekrarladığı söylenir. Su seviyesinin düşmemesinin sebebinin bu olduğu söyleniyor.
Her derde deva olan suyun, baş ağrılarını ve ateşi anında dindirdiği söyleniyor. Görme yeteneğini geri kazanmaya yardımcı olur
Japon bilim adamı Masaru Emoto, Zam-Zam suyunu inceledi. Ona göre ezan okunduğunda mucizevi su şeffaflaşır. Bu onu dünyadaki diğer su kuyularından ayıran ana noktalardan biridir. Ona göre su klor içermez.
Alman uzman Knut Pfeiffer, Ren Nehri’nden su içen bir kişinin enerji kaybettiğini doğrulamak için ilginç bir deney yaptı. Ren nehrinin suyunu Zam-Zam kuyusuyla karşılaştırdı. Ren’in suyunu içen uzman, birkaç dakika sonra kendini gerçekten zayıf hissetti. Knut daha sonra bir bardak Zam-zam suyu içti ve durumunun 35 dakika sonra normale döndüğünü gözlemledi. Kazanın nedenini açıklayamayan bilim adamı, bunun mucizevi bir an olduğunu söyledi.
Knut ilginç deneyi hakkında şunları yazdı:
“Bir bardak musluk suyuna (regular su) birkaç damla zam-zam suyu ekledim. Suyun bileşimi Zam-zam suyuna dönüştü. Mucizevi suyun tuhaf bir özelliği var. Bileşimini değiştirmeyen su ekleyebilir bileşimine başka herhangi bir su. ”
Başka bir Japon bilim adamı olan Masaru Emoto, Zemzem kristallerini mikroskop altında gözlemledi. Suyun değişken bir kristal yapıya sahip olduğunu gören uzman, ilginç bir olaya tanık oldu. Ona göre kristaller sese tepki verirler: “Zil sesiyle kararan kristaller Kuran okunduğu zaman saf ve şeffaf hale gelirler.”
Japon bilim adamı Masaru Emoto’ya göre Zam-Zam, fiziksel ve kimyasal özellikler açısından dünyadaki diğer tüm sulardan farklıdır.
Bu suyun taşınması ve satışı ile ilgili sorular cevapsız kalmıştır. Bazı uzmanlar ve din adamları Zemzem suyunun satışında veya Mekke’den çıkarılmasında sorun görmemişken, başka bir din adamı grubu bunun bir günah olduğunu ve kimsenin buna izin verilmediğini söylüyor.