15 Ağustos 1951’de, Fransa’nın güneyindeki Pont-Saint-Esprit kasabasında yaşayan yüzlerce insan sadece bir gecede garip davranışlar sergilemeye başladı. Birçok insan ruh sağlığını kaybetti, halüsinasyonlar gördü.
Kasaba halkı bir sabah uyandığında, kimse eskisi gibi değildi. Hemen herkesin birbirini tanıdığı bu küçük yerde, herkes birbirine saldırdı ve olmayan şeyler gördüklerini söyledi.
Hastanın mide bulantısı, kusma, titreme ve sıcak basması gibi şikayetleri de vardı. 16 Ağustos’ta, iki yerel doktorun muayenehanesi benzer şikayetlerle dolup taşıyordu.
Doktorlar, hastaların çoğunun gıda zehirlenmesi olduğunu öğrendi. Ancak ilerleyen saatlerde durum daha da kötüleşti. Kendini uçak zanneden bir adam, ikinci kattaki bir pencereden atlayarak öldürüldü. Kasabanın diğer ucunda, 11 yaşındaki bir çocuk annesini boğarak öldürdü.
Şehirdeki doktorlar buna “nuit d’apocalypse” veya dünyanın sonunun gecesi adını verdiler.
Benzer durumdaki birçok kişi hastaneye kaldırıldı. Zihinsel olarak etkilenenler kendilerine ve çevresine zarar verdikleri için akıl hastanelerine zincirlendi.
Kaydedilen birçok ilginç gerçeklerden biri Gabriel Validire adlı bir işçiydi. Öldüğünü ve yılanların midesini yediğini söyledi.
Sadece insanlar değil, ekmeği yiyen hayvanlar da taşları yemeye çalışırken garip davranışlar sergilediler. New York Times raporuna göre bazıları ilahi sesler duyduklarını ve parlak renkler gördüklerini söyledi.
Şehirdeki pek çok kişinin benzer ruh sağlığı ve fiziksel semptomları vardı, bu da olayın bir salgın olduğunu ve soruşturma başlatıldığını gösteriyor.
Vieu ve Gabbai doktorları hastalığın epidemiyolojisini araştırmaya başladı. 19 Ağustos’ta suçlunun ekmek olduğu sonucuna vardılar. Sorgulanan tüm hastalar Pont-Saint-Esprit’teki Briand fırınından ekmek satın almışlardı.
Komşu bir kasabada yaşayan ve hastalanan 9 kişilik bir aile, Briand fırınından ekmek yiyen tüm üyelerin hastalandığını ve başka bir fırından ekmek yiyenlerin hiçbirinin hastalanmadığını söyledi. Başka bir 7, 5 ailede bir somun Briand ekmeği paylaştı, diğerleri bisküviyi tercih etti ve sadece 5’i hastalandı.
Bu olay tarihe Lanetli Ekmek Olayı olarak geçmiştir. Olay sonucunda 7 kişi halüsinasyonlardan öldü, 200’ü çeşitli hastalıklardan muzdarip, 50 kişi de psikiyatri hastanesine kaldırıldı.
Olay kontrol altına alındıktan sonra, 3 yetkili (Dr. Gabbai, Dr. Lisbonne ve Dr. Pourquier) olayın nedeni hakkında bir makale yayınladı;
Makaleye göre, fırından dağıtılan ekmek birçok kişiyi zehirledi. İnsanların zihinsel dengesini belirleyen etken, yenen ekmek miktarı oldu. En az yemek yiyenlerde bulantı, şiddetli baş ağrısı ve uyuyamama gibi belirtiler 6-48 saat arasında görüldü. Fazla yiyenler için durum kontrol edilemedi. En az etkilenen kişinin uykusuzluk (uykusuzluk) geçtiği zaman hastalığın da geçtiği anlaşıldı. Ancak ölümden etkilenenler de vardı. Yetkililere göre olayın sebebi, ekmek yapımında kullanılan çavdarın ergot mantarının bulaşmasıydı. Fırın sahipleri sorgulandı, ancak reddedildi. Bu iddia kesin olarak kanıtlanamadı ve yeni iddialar ortaya çıktı.
Lanetli Ekmek olayına ilişkin yıllar sonra yapılan açıklamada, bunun bir CIA (Merkezi İstihbarat Teşkilatı) deneyi olduğu iddia edildi. İddiaya göre, CIA beyin yönetimi üzerine bir deney için ekmeklere kasıtlı olarak yüksek halüsinojenik bir madde olan LSD’yi (liserjik asit dietilamid) ekledi.
Ancak 2008’de Pont-Saint-Esprit olayıyla ilgili bir kitap yayınlayan Amerikalı akademik profesör Steven Kaplan, bu olaydan ne ergot ne de LSD’nin sorumlu olmadığını söyledi;
Profesör Steven Kaplan, burada iddia edildiği gibi ergot kontaminasyonunun bir fırında tek bir çuval tahılı etkilemeyeceğini söylüyor. Ona göre, çavdar ergotunun kontaminasyonu olsaydı salgın çok daha fazla yayılırdı. Kaplan ayrıca semptomların insanların yaşadıklarına benzer olduğunu ancak ilaca tam olarak uymadığını savunarak LSD’yi ortadan kaldırır.
Kaynak: 1 2
Dikkat: Sitemiz herkese açık bir platform olduğundan, çox fazla kişi paylaşım yapmaktadır. Sitenizden izinsiz paylaşım yapılması durumunda iletişim bölümünden bildirmeniz yeterlidir.
Kaynak: listelist