Psikoz, nüfusun yaklaşık %2-3’ünü etkiler ve genellikle halüsinasyon unsurları ve paranoid reaksiyonlarla birlikte gerçeklik algısında görülen değişiklik olarak tanımlanır.
Psikoza eğilimli insanların çoğu şizofreni hastasıdır ancak bipolar bozukluğu olan kişiler de psikotik semptomlar yaşayabilir. Günümüzde mevcut olan antipsikotiklerin etkinliği genellikle yetersizdir ve hastaların yaşam şartlarını zorlaştırabilir.
İsveç Ulusal Sağlık ve Refah Kurulu’na göre şizofreni hastalarının ortalama yaşam süresi, genel nüfustan yaklaşık 15 yıl daha kısadır.
Karolinska Enstitüsü Fizyoloji ve Farmakoloji Bölümü’nde profesör ve çalışmanın sorumlu yazarı Goran Engberg “Hangi biyolojik mekanizmaların psikoza neden olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte son araştırmalar, beynin glial hücrelerindeki bağışıklık aktivasyonunun psikoza neden olabileceğini öne sürüyor. Psikozlu kişilerin beyninde yüksek seviyelerde, beynin bağışıklık sisteminden nöronlara bilgi aktaran bir haberci olan kynurenik asit vardır” dedi.
Önceki genom çapında ilişkilendirme çalışmaları (GWAS), GRK3 proteininin kendisini psikozlu hastalarda bağışıklık sistemindeki genetik değişiklikler yoluyla belli ettiğini göstermiştir.
Karolinska Enstitüsü, Kaliforniya Üniversitesi, San Diego, ABD ve Mayo Clinic, Rochester, ABD’deki araştırmacılar, bağışıklık sisteminin hangi bölümlerinin psikotik bozuklukları etkilediğini daha kapsamlı bir şekilde araştırdılar.
Çalışma, beyinde GRK3 proteini bulunmayan farelerden elde edilen kapsamlı verilerle birlikte, bipolar bozukluğu olan 70 kişiden ve 48 sağlıklı kontrol denekten alınan genomun analizine dayanıyor.
Sonuçlar, GRK3 proteini kaybının bağışıklık sisteminin duyarlılığını artırdığını ve beyinde sitokin IL-1beta ve kynurenik asidin artan salınımını içeren bir dizi etkiyi tetiklediğini gösteriyor.
Carl Sellgren “Deneysel verilerimiz, bipolar bozukluğu olan hastalarda psikoz ile beyinde kynurenik asidin artmasına yol açan GRK3 ekspresyonunun azalması arasında bir bağlantı gördüğümüz genetik çalışmalarla doğrulanmıştır” dedi. Carl Sellgren, Karolinska Enstitüsü, Fizyoloji ve Farmakoloji Bölümü’nde kıdemli öğretim görevlisi ve aynı bölümde kıdemli araştırmacı olan Sophie Imbeault ile birlikte çalışmanın ilk yazarıdır.
Çalışmadaki veriler, immün aktivasyon ve psikoz arasında bir bağlantı sağlıyor ve bu yüzden, immün modülatör işlevlere sahip yeni antipsikotik ilaçların daha ileri düzeyde incelenmesi için bir başlangıç noktası olma görevini üstleniyor.
Şu anda psikoz tedavisinde kullanılan ilaçlar 1960’larda geliştirilmiştir.
Karolinska Enstitüsü Fizyoloji ve Farmakoloji Bölümü’nde profesör ve çalışmanın son yazarı olan Sophie Erhardt “Etkili, trendy ilaçlar geliştirmek için beyindeki psikozu tetikleyebilecek mekanizmalar hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç var” dedi.
Yeni Bulgular Beynin Bağışıklık Sistemini Psikozla İlişkilendiriyor
Kaynak: https://www.bizsiziz.com/new-findings-link-brains-immune-system-to-psychosis/
https://www.nature.com/mp/about/
Çeviri: Ece Nur Öngören
Dikkat: Sitemiz herkese açık bir platform olduğundan, çox fazla kişi paylaşım yapmaktadır. Sitenizden izinsiz paylaşım yapılması durumunda iletişim bölümünden bildirmeniz yeterlidir.
Kaynak: https://www.bizsiziz.com/yeni-bulgular-beynin-bagisiklik-sistemini-psikozla-iliskilendiriyor/