in

Uri Geller’in Psişik Gücü Gerçek mi?


Haziran I972’de Uri Geller, Münih’e geldi. Derhal gösterilere başlayacaktı. Geller, yaşamının dönüm noktasındaydı. Eğer başarılı olursa, dünyanın en üniü ve belki de en zengin ruhçusu olacaktı. Gösteri turunu, Yasha Katz adlı bir organizatör yönetiyordu. Önce, bir basın toplantısı düzenledi. Geller’in gazetecileri etkileyeceğine inanıyordu.

Gazetecilerin ilk sorusu şöyleydi: “Bu şaşırtıcı olayları nasıl sağlıyorsunuz?” Geller’in cevabı kısaydı: “Sadece telkinle.” Arkadan bîr diğer soru geldi. “Bir teleferiği, havada durdurduğunuz doğru mu?” Tereddütlü birkaç dakikadan sonra Geller cevap verdi: “Tabii, niçin olmasın?” Hemen bir deneme yapılmasına karar verildi. Şaşkınlıkları hâlâ devam eden gazetecilerle beraber Münih dışındaki, Hochfelln teleferik hattına doğru yola çıkıldı,

Teleferik dağın bir yanından yola çıktığı anda, Geller yoğun bir konsantrasyona girdi. Önce hiçbir şey olmadı. Yolculuk devam ediyordu. Teleferik defalarca aşağı yukarı gitti geldi. Bu arada, Geller’in kendine olan güveninin gittikçe azaldığı görülüyordu. Birdenbire, teleferik yolun ortasında durdu. Sonradan kontrol odasından öğrenildiğine göre, ana kumanda kolu kilitlenmişti. Olay gerçekleşmişti. Birkaç dakika sonra, gazeteciler haber ulaştırmak için en yakın telefona koşuyorlardı.

Kesin olarak düşünülebilir ki, herkes Geller’in bir şeyler yapmasını istiyordu. Bir güç, kontrol odasında etkili olmuştu. Önceleri hiçbir olağanüstü olayın oluşacağı beklenmiyordu. Aşağı yukarı, tam yirmi defa gidip gelinmişti. Sanki Geller’in şansı yok olmuştu. Ama yirminci seferde teleferik kendiliğinden durdu. Şüphecilere göre, olay sürpriz değildir. Bu inanılmaz başarı kolaylıkla açıklanabilirdi. Geller, elektrik sistemini yönetenleri rüşvetle satın almıştı.

Düşünce Gücüyle Yüzüğü Kırdı

Bu cüretli iddiadan sonra, Geller yeni bir gösteriye girişti. Bu defa tanık, Alman bilim adamı Friedbert Karger’di. Geller bu bilim adamının avcunda sıkı sıkı tuttuğu yüzüğünü kolaylıkla kırdı. Acaba, Karger, Geller’ in yoğun kışkırtmasından etkilenip, yüzüğünü kendi mi kırmıştı?

Bu arada Andrija Puharich, Gelier’in, Almanya’da bulunduğu süre içerisinde bilim adamlarınca incelenmesi gerektiğini ileri sürüyordu. Puharich hem kitabını hazırlıyor, hem de Amerika’nın en seçkin bilim adamlarının görüşlerini almaya çalışıyordu. Geller’in kendisi aslında bu tür bir bilimsel çalışmaya pek hevesli görünmüyordu. Şöhretin tadını almıştı ve bu hoşuna gidiyordu. Bir sahne organizatörü, Geller’den bir müzikalde oynamasını istedi. Müzikalin adı Bilinmeyen Güçler olacaktı. Geller, bu düşünceye bayıldı. Konuyu telefonda Puharich’e anlattı. Çok etkilenen Puharich, İlk uçağa atlayıp derhal Almanya’ya uçtu. Düşünce ilginçti. Tüm dünya gençliği, bu yoldan etkilenebilir ve dünyanın şarkı söyleyen bu ilk mistiğinin etrafında toplanabilirdi. Gerçekte, olayları geliştirmek onlar için fazla güç değildi. Almanya’da hiç durmadan haftalarca süren gösteriler sonunda, Geller’in toplumsal etkisi azalmaya başlamıştı. Olay artık monotonluk belirtileri gösteriyordu.

Bilim Adamları İzliyor

Geller ilk olarak, bilim adamları tarafından sarıldı. Bu seçkin uzmanların arasında, Ay astronotlarından Ed Mitchell, roketçiliğin babası Wernher von Braun ve fizikçi Gerald Feinberg de yer alıyordu. Geller, kuşkulu ve mutsuz görünüyordu. Olağanüstü gücünün, tam anlamıyla ortaya çıkacağından sanki emin değildi. Amerika’da von Braun’un bürosunda, bir yüzük kırma gösterisi yaptı. Von Braun’un altın alyansı, avcunda kırıldı.

You May Also Like:  UYKU ŞEKLİNE GÖRE BİR KİŞİNİN KARAKTERİ

Hesap Makinesini Çalıştırıyor

Sonra von Braun ilginç bir deneme daha yaptı. Boş bir hesap makinesi pili aldı. Sonra, pili makinenin içine koydu, cihaz çalışmıyordu. Arkadan, Uri Geller makineyi avuçlarının arasına aldı. Kısa bir bekleyişten sonra, von Braun hesap makinesinin düğmesini açtı. Güç göstergesi, pilin boş olduğunu gösteriyordu. Fakat, numaratör bölümünde ışık görülüyordu. Yani, sayılar enerji varmış gibi ışık yayıyorlardı. Geller, aynı olayı bir daha tekrarladığında, hesap makinesi yine çalıştı. Burada bir hilenin yapılabilmesi olanaksızdı. Mühürlü bir hesap makinesinin göstergesindeki rakamları bir sihirbaz dahi etkileyemezdi. Yani, hiç kimse boş bir hesap makinesinin içindeki elektronik devrelerine müdahale edemezdi. Von Braun, bazı garip elektriksel güçlerin oluşturulduğuna karar verdi. En açıklanabilir ve doğru tahmin buydu.

Kavga Ediyorlar

O sıralarda, Puharich bir an önce, bilimsel testleri gerçekleştirmek arzusundaydı. Geller’e yaptığı sürekli baskının sonucunda, olabilecek en kötü şey oldu. Geller, ani bir öfke krizi sonucunda, Puharich’in kafasına bir şeker kavanozunu fırlattı. Aynı anda, Puharich de deli gibi haykırıyordu. Ama asıl ilginç olan, iki ortağın bu şiddetli kavgası sırasında ortaya çıkan, anlaşılmaz olaylardır.

Gizli Güçlerin Öfkesi

Kavga başlar başlamaz, evin dışında da şiddetli bir fırtına koptu. Şiddetli bir rüzgâr esiyor, ağaçlar sallanıyordu. Bir an sonra, duvardaki sarkaçlı saat yerinden kurtularak yere düştü ve yüzlerce parçaya ayrıldı. Puharich ve Geller, korkup, hareketsiz kalmışlardı. Sanki bilinmeyen güçler onların kavga etmesine sinirlenmişlerdi.Tüm bu olanlara rağmen Puharich inadını sürdürdü. Geller, cevap olarak bilim adamlarını unutmasını söyledi. Puharich, o an için tartışmayı kaybetmişti ama sonunda amacına ulaşacaktı. Gerçekte, bu kavga Puharich’in sonunu hazırlayacaktı ve Geller zamanla yolunu ayıracaktı.

Uzaylı Güçler Etkiliyor

Puharich, bu olayları yazarken, nedenlerini normalüstü güçlere bağlıyordu. Ona göre, olayları yaratanlar, bedensiz varlıklardı. Her ruhsal araştırmacı bunu bilirdi, bedensiz varlıklar bu tür etkiler yaratabiliyorlardı. Bu bağlantılar, bazı insanların bilinçaltı düşüncelerinden kaynaklanıyordu. Puharich, öte yandan uzaylıların, bilimsel testler yapılmasını emrettiklerini söylüyordu. Halbuki, zamanlama erkendi. İstenilen neydi? Eğer, Geller’in normalüstü güçlerinin kaynağı kendi bilinçaltıysa, bu testler bunu ortaya çıkarabilirdi. Acaba, uzaylılar bunu mu istiyorlardı?

Uri Geller, ün kazanmayı ve başarabilirse zengin olmayı düşlüyordu. Şüphe dolu bilim adamları tarafından denenmek düşüncesinden korkuyordu. Bunun aksine uzaylı varlıklar da Geller”i bu sınava doğru itiyorlardı. Kavga günü fırtınadan sonra olanlar ise çok garipti. Önce Puharich’in siyah köpeği birden atılıp, Geller’in bileğini ısırdı. Hayvanın bu hareketinin hiçbir anlamı yoktu. Çünkü Geller’e alışıktı. Bir gün önce olan olay daha da garipıi. İkisi mutfakta otururlarken, önlerinde oturan köpek birdenbire kayboldu.

You May Also Like:  Çileklerin yararları ve zararları nelerdir? - ARAŞTIRMA

Hayretler içinde kalan iki adam, pencereden baktıklarında köpeğin uzaktan eve doğru geldiğini gördüler. Arada, 65 m uzaklık vardı. Puharich’e göre, bu olayın nedeni yine uzaylılardı. Güçlerini kanıtlamak istiyorlardı. Gerçeği herhalde ancak köpek biliyordu. Sezgisiyle asıl suçlunun Geller olduğunu sezmiş olabilirdi. Bütün önerilere karşı çıkan Geller’in bilinçaltında belki de bir yabancı yaşıyordu.

Bilgisayarı Etkiliyor

Birkaç gün sonra, bilimsel testler başladı. Çalışmalar, California’dakİ Stanford Araştırma Enstitüsü’nde yapılıyordu. Deneyleri, Dr. Harold Puthoff ve Russell Targ yönetiyorlardı. Testler başladığında, Geller fazla ilgili görünmüyordu. Genelde birçok ruhçu, laboratuvar koşullarının katılığından şikâyetçi olurlardı. Aksine, Geller bu yönden pek rahatsız görünmüyordu. Deneyler başlar başlamaz, Geller konsantrasyona girdi. Bakır bir yüzüğü bükmeye çalışıyordu. Aynı anda, olay bir televizyon monitörü aracılığıyla dışarıdan izleniyordu. Metal bükülürken, Geller’in yüzünde de çarpılmalar görülüyordu. Ortada, bazı garip elektriksel oluşumlar vardı. Aynı anda, alt katta bulunan bir bilgisayar hata yapmaya başladı.

DDA Deneyindeki Başarısı

Sonra Geller, duyu dışı algılama testine alındı. Bu testlerde Geller’in başarısı olağanüstüydü. Bir zar, kapalı bir kutuya konup, sallanıyordu. Sonra zarın hangi yüzünün üstte olduğu, Geller’e soruluyordu. Geller, her defasında doğru cevabı bildi. Bir başka deneyde, içi boş 10 konserve kutusu alındı. Masaya ters konan kutulardan birinin içinde, küçük bir cisim vardı. Geller, bu cismin hangi kutuda olduğunu bilecekti. Geller yine büyük başarı sağladı, 14’te 12 doğru cevap verdi.

Resim Testini Başaramıyor

Bundan sonra resim testlerine geçildi. Bir başka odada bir resim çiziliyordu. Konuları rasgele seçilen bu resimlerin her birini, binada o anda bulunan değişik biri çiziyordu. Yani, uzmanların olaya dolaysız bîr katkıları ve yönlendirmeleri yoktu. Zaten çizilen her resim, bir zarfa konuyor ve mühürleniyordu. Çizim yapanlarla, deneyciler arasında hiçbir ilişki yoktu. Bu testin sonunda, Geller’in durumu içler açışıydı. Zarflardaki resimleri düşünce yoluyla tahmin ederek, çizmesi gerekiyordu. Bu test sonunda, onun telepatik gücü anlaşılacaktı. Fakat Geller, zarlarda ve kutularda elde ettiği başarıyı bu defa sağlayamadı. Sonuçlar kötüydü. Ortaya atılan görüş ilginçti, duyu dışı algılama telepati gücü olmadan var olabiliyordu.

Sihirbaz James Randi, Geller’in bir sahtekâr olduğunu iddia ediyor. Kendisi, Geller’in yaptıklarını yapabildiğini öne sürüyor. Randi, metalleri kontrol edebildiğini kanıtlıyor. Elleri bağlı olarak, açılması çok güç bir banka kasasına kapatılıyor. Randl, dört dakika içerisinde kasadan çıkabiliyor.

Tarihi Buluşma

Görüldüğü kadarıyla, Geller’e uygulanan testler kolay değildi. O, güçlerini samimiyetle ortaya koyuyor ve aynı şekilde inanılmasını istiyordu. Fakat, Amerika gezisi kötü başladı. Time dergisinin bürosunda oluşan olay çok önemliydi. Puharich, Amerikalı illüzyonistlerin Geller’e karşı çıkacaklarını ve onu rezil etmeye çalışacaklarını söylemişti. Haklıydı. Ünlü ve eşsiz sihirbaz Houdini “den sonra gelen James Kandi, Geller’in bir sahtekâr olduğunu ileri sürdü. Tek amacı onunla karşı karşıya gelmekti. Randi’nin bu arzusunu önceleri Puharich reddetti. Ama, Geller’ın kendisi bu sihirbazlarla karşılaşmak istiyordu. Kaçmak istemiyordu, böyle bir kaçış kötü yorumlanabilirdi. Sonuçta, 6 Şubat 1973’te Geller ve Puharich, sihirbazlarla Time dergisinin bürosunda karşılaştılar.

You May Also Like:  22 EL İŞİ TÜYOSU || KALEM, SİLİKON TABANCASI, SİM, KİL VE REÇİNE İLE YAPABİLECEĞİNİZ ŞEYLER

Odaya girdiğinde, Geller çok asabiydi. Karşısında, iki sihirbaz ve Time’ın iki yetkilisi vardı. Sihirbazların birisi James Randi, diğeri ise Charles Reynolds’dı. Önce, resim çizme deneyi yapıldı. Çizilen iki resmi de Geller doğru bildi. Sonra, parmağıyla kuvvetli darbeler vurarak, bir kaşığı büktü. Bu defa, sihirbaz Charles Reynolds, Geller’den evinin anahtarını bükmesini istedi. Bunu başaramayacağını sanıyordu. Ama Geller, yoğun bir konsantrasyon sonunda, bunu da başardı. Anahtar ellerinin arasında büküldü. Başarı tamdı.

İngiltere’de yayınlanan The Sun gazetesi Uri Geller’in CIA için çalıştığını ve adı belirtilmeyen bir Sovyet liderini ikna etmek için kullandığını yazdı. Geller’in yanıtı, “Karanlık işlerde değil, olumlu misyonlarda yer aldım” oldu. Geller CIA’in kendisinden telepati gücünü kullanarak bir domuzun kalbini durdurmasını istediğini, ancak aynı şeyi bir insana yapmasını isteyebilecekleri endişesi nedeniyle reddettiğini söyledi.

Geller’in ünü iyice artmıştı. Olayla ilgili, bazı olumlu yazılar yazıldı. Birkaç hafta sonra da Time dergisi olayla ilgili yazıyı yayımladı. İki sihirbaz, Geller’in yaptıklarını aynen yapabildiklerini iddia ediyorlardı. Onlara göre Geller’in mucizeleri, sıradan basit numaralardı. Fazla lafa gerek yoktu, olaylar gerçek değildi. Daha da beteri, iddiaya göre, Geller gücünü ya da gizemini daha İsrail’deyken yitirmişti. Bilgisayarcılar ve psikologlar, onun içyüzünü ortaya çıkarmışlardı. Geller bir hilekârdı.

Randi ve Reynolds’a göre, Geller’in hilesi bulunmuştu. Bükülen eşyalar bir masaya bastırılarak bükülüyorlardı. Yani, ortada bir tür gözbağcılığı vardı. Bu acımasız ithamlara rağmen, Time’ın görüşü farklı oldu. Suçlamalarda aşırılık vardı. Geller’in bir sahtekâr olduğunun ortaya çıkarılmasında fazla inat ediliyordu. Bu da, dikkat çekiyordu.

Her şeye rağmen Geller’in efsanesi Amerika da bu olaydan sonra parladı. Ama, çöküş de hızlı oldu. Çünkü, kazandığı ün, düzenbazlık iddialarıyla beraber büyüyordu. Fakat bu arada dünya çapında ün yaptığı da inkâr edilemezdi. 1973 Mart ayına kadar, olayların yankısı sürdü. Sonra Geller, unutulmaya başlandı. Ama bu unutuluş, sadece 18 ay sürecekti. Çünkü, Andrija Puharich çalışma masasına yeni oturmuştu. Kitabının ilk satırlarını yazıyordu. “Uri, Uri Geller’in Gizeminin Güncesi“. Yapılan tüm deneyler ve olaylar bu kitapta yer alacaktı.

———————————————————-

Dikkat: Sitemiz herkese açık bir platform olduğundan, çox fazla kişi paylaşım yapmaktadır. Sitenizden izinsiz paylaşım yapılması durumunda iletişim bölümünden bildirmeniz yeterlidir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Sinir Sisteminize Doğru Bir Yolculuk

Tom à La Ferme / Tom Çiftlikte (2013) Replikleri