Tesettür sırları: Kimler için kesin değil, hangi hastalar için önemli? – BİR UZMAN İLE GÖRÜŞME

Başörtüsü bildiğiniz bir kavanozun içine kan koymak değildir. Bu işin incelikleri var. Bir hata yaparsan kanın boşa gider ve ruhun acı çeker.

Tesettür uzmanı Ramazan Bulushov, bu alandaki eksikliklerden ve insanları başörtüsü takmaktan caydıran faktörlerden bahsetti:

– Tesettür uzmanı olan Ramazan bey, insanları tedavi etmek için neye ihtiyaç var? Genel olarak başörtüsünün doğru düzeni ve etkisi ne olmalıdır?

• Bu işin teorisine 2 yıl harcadım, Rusya ve Türkiye’deki uzmanlarla çalıştım, pratikteydim. Türkiye’de tanınmış bir uzman olan Hakan Tutum hocamdı. Bu Bakü’de biriyle 1-2 aylık bir kurs değildir. 1-2 aya bakılarak tesettür uzmanı olmak imkansızdır.

Hacamat cildin yüzey epidermal tabakasının altındaki kılcal damarlardan toksik yani toksik kanın uzaklaştırılmasıdır.

Vücuttaki kan dolaşımı bozulduğunda birçok organ ve sistemin işlevi bozulur ve hastalıklar ve ağrılar başlar.

Toksinler neden deri altında birikir? Karaciğer ve böbrekler kanı temizleyen filtre organlarıdır. Düzgün çalışmadıklarında vücuttan epidermisin altında ve kılcal damarlarda biriken toksinleri atamazlar. Zayıflık, ağrı, nevroz kişide başlar.

Tesettürde her hasta ayrı ayrı tedavi edilir, şablon geldiği için tesettür yapılmaz. Kavanoz sayısından kesim tarzına göre değişir. Her hastalığın kendine ait bir noktası vardır Genelde 200’den fazla nokta, 4 tip kesi vardır.

Başka türban yerlerine gitmiş bir hastam vardı. Yüksek tansiyonu ve panik atakları vardı. İlk seanstan itibaren ona hiçbir şey sormadan 11 kavanoz koydular. Bu zaten bir iş. Banka sayısı büyük olduğunda çok para hesaplanır. Fiyat bankaya ait olmamalıdır. Böyle bir hasta olduğu için 2 kavanoza ihtiyacı var. Halkımızın da tuhaf bir psikolojisi var. Tesettürde çok kavanoz olmalı, çok fazla kan olmalı. Hayır. Bu doğru değil.

Hastanın durumu bir önceki başörtüsünün ardından kötüleşti ve bir ambulans geldi. Özel bir iğne ile kesildi ve iğne ile çalıştığında sinirlere dokundu ve çok fazla acıya neden oldu. Süreç o kadar yoğundu ki baskı çok düştü ve durum kötüleşti. Başörtüsü taktıktan sonra kişi ceset gibi donuk ve zayıf hissetmemeli, neşeli olmalıdır.
Tesettür yanlış olduğunda vücut şok olur.

– Neden doktorlar bu eski yönteme hala güvenmiyor? Kanamanın saçma olduğunu söylüyorlar. Acaba doktorlar seni görmeye mi geldi?

• Doktorlar başörtüsünün kurallarını ve derinliğini bilmiyorlar. Hastalara ve doktorlara bunu aşılamak için ne yapacağını bilmeyenler. İnsanları başörtüsü sevdirmek yerine kaçarlar. Kesiler derin açılır, hasta acı çeker, korkar, tekrar gelmek istemez. Kesik izleri var, iyileşmiyorlar ve enfeksiyon oradan geçiyor. Türkiye’de, Rusya’da doktorlar bile başörtüsüne kendileri gidip hastalarını gönderiyor. Benim de çok doktorum ve hastam var.

Doktorlar genellikle sırt ağrısı, bacak ağrısı, yüksek tansiyon, nevroz, panik atağı olan kişileri faydalarını gördükleri için başörtüsüne gönderir.

– Başörtüsünün faydalarını hangi spesifik hastalıklarda gördünüz ve hangi hastalarda kontrendikedir? Örneğin, şeker hastası olamayacağınızı söylüyorlar …

• Hayır, şeker yasak değil. Aksine şeker hastalarının başörtüsü takması gerekir. Şeker, insülin eksikliğinden kaynaklanır. Başörtüsü bağışıklık sistemini güçlendirirken vücut insülin üretimini düzenler. Kanda biriken fazla glikozu vücuda dağıtır. Şeker hastalarında kesiler yavaş yavaş iyileşir. Ama kesmeyiz, sadece ince bir tıklama yaparız ve başörtüsünden sonra bile iz kalmaz. Bu nedenle şeker hastaları için korku yoktur.

İnsanlar yanlışlıkla başörtüsünden sonra anemi ve kansızlık olduğunu düşünürler. Bu korku, çalışamayanlardan da kaynaklanmaktadır. O kadar çok kavanoz koyuyorlar ve daha fazla kan alıyorlar ki hastanın kan seviyesi düşebilir. Ama başörtüsü o kadar hassas ki anemiler için bile yapıyoruz. Buradaki prensip, çok fazla kavanozun içine çok fazla siyah kan koymamaktır.
Migren için en iyi çare başörtüsüdür.

Varisli damarlar, tromboz, bacaklarda ağrı, sırt ağrısı, boyun, osteokondroz, yüz problemleri – akne, lekeler, kuru cilt, sinirler, sinirler, depresyon, panik ataklar … saymakla bitmiyor.

Azerbaycan’da en sık görülen hastalıklar diyabet, hipertansiyon, baş ağrısı ve nevrozdur. Bu sorunlar çoktur. Son zamanlarda pandemiden sonra nevroz, panik atak, depresyon ve korkular arttı. Sıklıkla baskıya neden olan bir nevroz vardır.

Koronavirüs kanı çok fazla pıhtılaştırıyor, toksinler artıyor. İyileşen çok sayıda koronavirüs hastası vardı, ancak durumları düzelmedi. Başörtüsü bu pıhtıyı giderir.

Başörtüsü şişmanlığa, kalpteki yağlı kolesterole iyi gelir.

– Hangi insanlar yapmayacak?

• Şiddetli kanser, büyük tümörler, hemofili, şiddetli anemi, düşük trombositli kişiler, ciddi kalp ameliyatı, karaciğer sirozu, böbrek yetmezliği olan kişiler için değil. Midede taş varsa, karnı kavanoza koymayınız.

Fıtık olması durumunda kavanozun omurgaya yerleştirilmesine ve vakum uygulanmasına özen gösterilmelidir. Ani vakum fıtıkta sorun yaratır.

Önce hastadan tıbbi öykü alınır. Kan testi yaptırıp ardından başörtüsü takmak daha iyidir. Kan yüzdesi düşük olan bir kişide uygun prosedür seçilir.

– Deneyiminizde hem sizi hem de hastayı şok eden anlar nelerdi?

• Başörtüsünün etkisini bildiğime şaşırdım. Meşgul bir adamdı ve onu kanepeye doğru uzatmak imkansızdı. Cidden gergindi. Hastayı başörtüsü için hazırlamak çok önemlidir, psikolojik bir yaklaşım olmalıdır. Bu tür insanları ilk seansta aynı anda birçok bankaya yatırmak imkansızdır. Korku, kişiyi kötü bir duruma sokabilir.

Sabirabad’dan bir hastam vardı. Şiddetli göz tansiyonu çekiyordu. Gözleri kırmızıydı, ağrıyordu, başı ağrıyordu, hayata üzülüyordu. Hiçbir tedavi etkili olmadı. İlk seanstan sonra bir gelişme oldu. İkinci seansta baş bölgesini kapattıktan sonra tamamen düzelttik. Ayrıca bacaklarına, sinirlerin baş ve gözlerin başladığı yerden noktalar koydum.

Bir ay içinde görme yeteneği düzeldi, tansiyonu düştü, depresyonundan kurtuldu ve mutlu oldu. Günde 3 paket sigara içti, ancak başörtüsü taktıktan sonra 3 sigara içmedi. Nedeni ise başörtüsü taktıktan sonra sigarayı bırakmasıdır. Vücut, kan. Akciğerleri temizledikten sonra nikotin kokar ve tadı kötü olur, vücut buna ihtiyaç duymaz.

– Bazen fotoğraflarda birçok yerde bıçakla kesilmiş gibi görünen kesiklerin olduğunu görüyoruz. İzler aylarca iyileşmez, ağrılı ve karanlıktır. Böyle şeyleri gördüğünüzde ne düşünüyorsunuz? Öyle mi olmalı?

• Hayır değil. Bu tür kesiklerin izlerinden tesettürün doğru olmadığı bilinmektedir. Bana daha önce başörtülü gelenlerin cesetlerini görüyorum. Büyük izler ömür boyu sürer. Nasıl kesildiğine, hasta acıya nasıl dayandı? Bu başörtüsü değil, yapanlara kasap diyorum. Sanki bir hayvan, bir canavar tarafından kesiliyormuş gibi. Belki bir merkez, klinik, reklam, temiz, her şey süper. Ancak düzgün çalışan uzman yok.

Hacamat işlemi sırasında hastaların kanaması olur. Sterilizasyon burada önemlidir. Enfeksiyonlar bir hastadan diğerine teneke kutular veya kesici aletler, özellikle hepatit, AIDS vb. Yoluyla bulaşabilir. Bu nasıl önlenebilir?

• Derin bir kesi yapıldığında yara kalır ve yara uzun süre kaldığında hasta iyi görünmez, bundan enfeksiyon ve mikroplar düşebilir. Bu nedenle, yine, ilk neden kaba bir kesiktir.

Kavanozlara gelince, hasta alabilir ve ben alabilirim. Her hasta yeni bir kavanoza alınır.

Hacamattan sonra bankalar atılmalıdır. Bir kişi sadece kendi bankasını kullanabilir, birçoğu, bankamı aileme, arkadaşıma, tanıdığıma verir, biz vermeyiz. Bir hasta için bir kavanoz ayırıyorum, isterse yanında götürüyor ve sonra atıyoruz. Ayrıca kavanozları her seferinde alkolle dezenfekte ediyoruz.

Kaynak 1