Her ne kadar herkesin seçimi farklı olsa da, hemen hemen herkes müzik dinlemeyi sever. Fakat severek müzik dinleyenlerin sayısı bu kadar çok olmasına rağmen, çok az insan müziğin sağlığa olan yararları hakkında bilgi sahibidir. Müzik dinlemek kan basıncını düşürür, atletik performansı iyileştirir, kaygı ve depresyonu hafifletir ve daha birçok sağlık yararı vardır. Bu yazıda müziğin sağlık yararları ve arkasındaki araştırmalar hakkında bilgiler bulunmaktadır.
Müziğin Sağlığa Etkileri Türüne Bağlıdır
Her biri farklı bir etkiye neden olan birçok farklı müzik türü vardır. Örneğin, tekno müzik dinlemek kalp atış hızı, kan basıncı ve stres hormonlarında ( norepinefrin gibi ) önemli bir artışa neden olmaktadır. Bu arada, yavaş tempo müziği kalbe faydalı olabilirken klasik müzik kan basıncını, kalp atış hızını ve gerginliği azaltır. Yapılan bir çalışmada, klasik müzik (Mozart ve Strauss) dinleyen 60 katılımcının kan basıncı ve kalp atım hızı daha düşükken, pop müzik (ABBA) hiçbir etki göstermemiştir. 144 katılımcı üzerinde yapılan bir başka çalışmada, grunge rock, bakım, rahatlama, zihinsel netlik ve canlılığı azaltırken düşmanlığı, üzüntüyü, gerginliği ve yorgunluğu artırmıştır.
Buna karşılık, tasarımcı müziği (dinleyici üzerinde belirli etkileri olacak şekilde tasarlanan müzik) olumlu ve olumsuz duyguları azaltmada etkili olmuştur. Türlerdeki bu farklılıklar müziğin duygusal sağlığı nasıl etkilediğini etkilemektedir. Yapılan araştırmalar rahatlatma amacıyla kullanılan müzik, maksimum fayda sağlamak için düşük tonlardan oluşmalıdır, yani 80 bpm – 60 arasında bir vuruşu olmalıdır.
Müzik Nasıl çalışır
Müzik Dinlemek Dopamin Salımını Artırıyor
Müzik beynin duygusal ve ödüllendirici devrelerini etkilemektedir. Ödül devresi, bilgilerin değerlendirilmesine yardımcı olur ve farklı seçimlerden olası sonuçları tahmin etmektedir. Müzik, dopamin salan nöronların aktivitesini arttırır. Yapılan bir çalışmada, araştırmacılar müziğe olumlu yanıt veren 10 kişiden PET taramaları, kayıtları ve fMRI taramaları analiz etmişlerdir. Sonuçlar, müzik maruziyeti sırasında dopamin salınımını (dorsal ve ventral striatum ile) göstermiştir. Serbest bırakılan dopamin miktarı, dinleyicinin hissettiği zevk miktarı ile ilgilidir. Bir meta analizde, bilim adamları ödül tahmininin dopamin salınımında önemli bir rol oynadığı sonucuna varmışlardır.
Bireyin algısı, müzik dinlemekten ne kadar zevk aldığını etkiler. İlginç bir şekilde, müzik parçası bireyin öngörüsünü yerine getirdiğinde, beyinde dopamin salınımına sebep olmaktadır. Müzik ödül değeri de beyin aktivitesine bağlıdır. İşitsel, algısal ve ödül mekanizmaları arasındaki etkileşimler müzikten duyulan zevk için hayati önem taşımaktadır. Bununla birlikte, bu mekanizmalar arasındaki etkileşim eksikliği bazı insanların müzik için ödül değeri olmamasına neden olmaktadır.
Müzik Terapisinin Sağlık Faydaları
Yüksek Tansiyon
Dopamin aktivitesi, kan basıncını yükselten savaş veya kaç (sempatik) sinir sistemini inhibe etmektedir. Böylece dopamin, savaş veya kaç sistemini engelleyerek kan basıncını düşürür. Bilim adamları yapılan bir çalışmada, müziğin yüksek tansiyonu olan(hipertansiyon) 30 yaşlı hasta üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Deneklerin yüksek tansiyonu vardır ve dört hafta boyunca düzenli olarak müzik dinletilmişletdir. Dört hafta sonunda bu grubunda kan basıncında anlamlı bir azalma olurken, kontrol grubunda önemli bir değişiklik olmamıştır. Kontrollü başka bir klinik çalışmada, müzik terapisi uygulanan hipertansiyonu olan 23 yaşlı hastada, 12 hafta sonra ortalama kan basıncında bir azalma olmuş ve yaşam kalitelerini iyileştirmiştir. Bir meta-analizde, araştırmacılar müzik terapisinin hem tansiyon hem de kalp hızında önemli bir azalmaya yol açtığını tespit etmişlerdir.
Kaygı ve Stres
Müzik dinlemek de kaygı düzeylerini azaltmaya yardımcı olmaktadır. 200 katarakt cerrahisi hastası üzerinde yapılan bir çalışmada, meditasyon müziği stresi azaltmaya yardımcı olmuştur. Ameliyattan önce müzik dinleyen grup hoş duygular ve rahatlatıcı deneyimler bildirmişlerdir. Bu çalışmanın en büyük kısıtlılığı, stres hormonu düzeyleri gibi güvenilir bir stres ölçümü göstergesi bulunmaması olmuştur. 42 çalışmanın başka bir meta-analizi, daha önce bahsedilen çalışma ile benzer sonuçlara sahip olmuştur. Müzik terapisi hasta kaygısını azaltmada etkili olmuştur. Müzik terapisi sadece kan basıncını ve kalp atış hızını düşürmekle kalmamış, aynı zamanda kortizol (stres hormonu) seviyelerini düşürmüştür. Araştırmacılar, rahatlatıcı amaçlar için kullanılan müziğin enstrümantal olması, düşük tonlardan oluşması ve maksimum fayda için 60-80 bpm arasında bir vuruş yapması gerektiğini öne sürmektedir.
Strese Bağlı Enflamasyon
Stres bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkiler ve IL-6 ve TNF-a gibi pro-enflamatuar sitokinleri artıran sitokin seviyelerinde dengesizliğe neden olmaktadır. 60 sağlıklı kadın hemşire üzerinde yapılan bir araştırma, müziğin pro-inflamatuar sitokinleri (IL-6 ve TNF-a) azaltarak stresi azaltmaya ve bağışıklık yanıtını iyileştirmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir. Bir derlemede, yedi çalışmada IL-6’da bir azalma ve 13 çalışmada müzik terapisi seanslarından sonra immünoglobulin A’da (bir antikor) bir artış olduğu gösterilmiştir.
TSSB
Müzik terapisi, bilişsel davranışçı tedaviye yanıt vermeyen TSSB (travma sonrası stres bozukluğu) hastaları için potansiyel bir alternatiftir. Biri grup müzik terapisinin TSSB semptomlarını ve depresyonu önemli ölçüde iyileştirdiğini göstermiştir. Bazı katılımcılar müziğin bireysel konuşma terapisine göre daha keyifli, daha az müdahaleci ve daha az tehdit edici olduğunu bildirmişlerdir. TSSB’si olan hastalar ilaç tedavilerine zayıf yanıt verebilmektedir ve birçok yan etki yaşayabilmektedir. Müzik terapisi güvenli bir alternatiftir veya TSSB hastalarında ilaç uygulaması ile kombine edilebilmektedir. Bununla birlikte, TSSB semptomlarının şiddetini azaltabilirken, etkileri daha az spesifiktir. Genel olarak bakıldığında, müzik terapisi stresi azaltmaya yardımcı olmaktadır, kaygı ve depresyonu tedavi etmektedir ve uyku bozukluklarına yardımcı olmaktadır.
Yapılan bir çalışmada, kas gevşemesi veya hiç gevşeme yöntemi ile karşılaştırıldığında, müzik gevşemesi TSSB hastalarında uyku kalitesini ve depresyon semptomlarını iyileştirmiştir. Bununla birlikte, araştırmacılar TSSB semptomlarının şiddeti açısından tedavi başarısının doğru belirleyicilerini kullanamamıştır. Ayrıca, küçük örneklem büyüklüğü sonuçları etkileyebilmektedir. Müzik hastaların travmalarıyla başa çıkmasına yardımcı olabilirken, etkiler bireysel olduğu için bu yöntem herkese yardımcı olmayabilmektedir.
Depresyon
Müzik terapisi depresyon belirtilerini azaltabilmektedir ve ilaç tedavisine veya psikoterapiye ek olarak kullanılmaktadır. Müzik terapisi depresyon hastalarına anlamlılık ve zevk hissi vermektedir. Aynı zamanda fiziksel hareketi arttırmaktadır; fiziksel aktivite depresyonun hafifletilmesine yardımcı olmaktadır. Meme kanseri olan 60 kadın hastayı kapsayan bir çalışmada depresyonu iyileştirmiştir. Terapiden sonra depresyon skorları kontrol grubuna göre daha düşük olmuştur. Ayrıca müzik terapisi grubunda hastanede kontrol grubuna göre daha kısa süre kalmıştır. Bir meta-analizde, araştırmacılar müzik terapisinin depresyon derecelendirme ölçeklerinde puanları iyileştirdiğini bulmuşlardır. Ölçekler, depresyon semptomlarını ölçen kendi kendini oylamış ve klinisyen olarak derecelendirilmiş ölçekleri içermiştir. Müzik, depresyon için uygun maliyetli bir tedavidir ve hastalar tarafından kendi kendine de uygulanmaktadır.
Şizofreni Belirtileri
Müzik terapisi şizofreni hastalarında ruh sağlığının iyileştirilmesine yardımcı olur. Randomize kontrollü bir çalışmada, müzik 28 şizofreni hastasında depresif duygudurum ve depresif düşüncede bozulmaların iyileşmesine yardımcı olmuştur. Sekiz çalışmanın bir meta-analizinde müzik terapisinin şizofreni semptomları üzerinde olumlu etkileri olduğu bulunmuştur. Hastaların genel zihinsel durumunu, depresyonunu, kaygısını ve sosyal etkileşimini geliştirmiştir. Şizofreni hastalarında uzun süreli ek çalışmalar ve duygu durum ölçümleri bu sonuçların desteklenmesine yardımcı olabilmektedir ve standart bakım ve ilaçla birlikte kullanılabilmektedir.
Uykusuzluk
Uyku bozuklukları yorgunluk, depresyon ve anksiyeteye neden olmaktadır. Müzik kan basıncını düşürdüğü, kaygıyı azalttığı ve savaş ya da kaç (sempatik) sinir sistemi aktivitesini azalttığı için uyku üzerinde olumlu etkileri olabilmektedir. Bir çalışmada, araştırmacılar 94 öğrencide müzik ve sesli kitapların uyku kalitesi üzerindeki etkilerini test etmişler, 45 dakika klasik müzik dinleyen katılımcılar uyku kalitesini önemli ölçüde artırmışlardır. Ayrıca klasik müzik, önemli bir gelişme göstermeyen sesli kitap ve kontrol gruplarına kıyasla uykusuzluğun yanı sıra depresif belirtileri de iyileştirmiştir. Altı çalışmanın meta-analizi, müziğin yetişkin uykusuzluk hastalarında uyku kalitesini iyileştirmede etkili olabileceği sonucuna varmıştır. Ancak, müzik toplam uyku süresini veya uyku kesintilerini iyileştirmemiştir.
Egzersiz Performansı
Sporcular, motivasyonu ve performansı arttırmak için müzik dinlemektedirler. Bir derlemede araştırmacılar, bireyin müzik hakkındaki algısının müziğin egzersiz performansı üzerindeki etkinliğinde büyük rol oynadığını belirtmişlerdir. Müzik, sporcuları yorgunluktan uzaklaştıramasa da, yine de algılarını değiştirebilmektedir. Bireyin yüksek yoğunluklu egzersize daha olumlu bakmasını sağlayabilmektedir. Vücudun müzikal ritime yanıtı da önemli bir rol oynamaktadır ve beyin, vücudun hareketlerini etkileyen ritmi tespit etmektedir. Bu, vücudun takip etmesi için bir hareket modeli geliştirerek egzersizin enerji maliyetini azaltmaktadır. Bir meta-analizde 32 çalışmanın 24’ü, müziğin egzersiz sırasında fiziksel performansı ve dayanıklılığı artırmaya yardımcı olduğunu göstermiştir. İyi eğitimli 10 erkek sporcu üzerinde yapılan bir çalışmada, müzik dinlemek daha iyi egzersiz koşullarına faydası olmuştur. Egzersiz sırasında müzik dinlerken algılanan tükenme oranı müziksize göre daha düşüktür ve antrenmanlarda daha az yorgun hissetmeye neden olmaktadır. Ek olarak, bu sporcular müzik dinlerken daha düşük kalp atış hızı, kan basıncı, laktat ve norepinefrin seviyelerine sahip olmuşlardır. Yüksek laktat ve norepinefrin seviyeleri egzersiz performansı sırasında stresin göstergeleridir.
Bu sonuçlar müziğin katılımcıların rahatlamasına izin verdiğini, bu da kas gerginliğini, kan akışını ve laktat üretimini azalttığını göstermiştir. Başka bir çalışmada, yavaş tempo müzik 60 sağlıklı kişide egzersiz sonrası iyileşmeyi hızlandırmıştır. Kalp atış hızı ve kan basıncının iyileşmesini iyileştirmiştir. Ayrıca denekler hızlı müzik dinlediklerinde veya müzik dinlemediklerine kıyasla daha hızlı bir iyileşme hissine sahip olmuşlardır. Ancak, çevre, egzersiz türü ve sporcuların algıları müziğin egzersiz performansını ne kadar etkilediğini etkileyebilmektedir.
Parkinson Hastalığı
Altı çalışmanın meta-analizi, müzik ritmi uzuv koordinasyonunu, postürü, dengeyi ve yürüyüşü (yürüme hızı, frekans vb.) geliştirdiğinden müziğin Parkinson hastalarına fayda sağlayabileceğini ortaya koymuştur. Randomize kontrollü tek kör bir çalışmada, araştırmacılar müziğin 18 Parkinson hastası üzerindeki etkilerini test etmişlerdir. Altı haftalık bir dönemde on iki saatlik müzik seansları beyin fonksiyonlarını iyileştirmiştir. Müzik dinlemek, hastalarda sözel belleği, dili ve dikkati geliştirmeye yardımcı olmuştur. Başka bir çalışmada, müzik terapisi Parkinson hastalarındaki duygular için faydalı olmuştur. Üç aylık müzik terapisinden sonra hastaların semptomları kontrol (fizik tedavi) grubuna göre iyileşmişlerdir. Hareket terapisini geliştirmenin yanı sıra, müzik terapisi seansları duygusal işlevlere yardımcı olmuş ve hem ruh halini hem de yaşam kalitesini artırmıştır. Bununla birlikte, çalışmalarda küçük örneklem büyüklüğü, kısa süre ve uzun dönemli değerlendirme eksikliği gibi bazı dezavantajlar bulunmaktadır. Ayrıca, psikolojik ve motor sonuçları değerlendirmek için daha fazla araç, etkili müzik terapisinin geliştirilmesine yardımcı olmaktadır.
İnme Kurtarma
Müzik terapisi, kol hareketlerinin iyileşmesini ve yürüme hızını iyileştirmek için ritim kullanarak inme rehabilitasyonu yapılan hastalara yardımcı olmaktadır. Melodi ve ritim egzersizleri ayrıca konuşma problemi olan inme hastalarında konuşma üretiminin eğitilmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, aktif müzik terapisi ruh halini iyileştirmekte ve sosyal etkileşimi artırmaktadır. 60 hastayı içeren bir röportaj çalışmasında müzik dinleme, sakinleşmelerine, gevşemelerine, daha iyi uyumalarına ve ruh hallerini geliştirmelerine yardımcı olduğu sonucuna varmıştır. Ayrıca hastalar müzik dinlerken dans ederek veya müziğin ritmine geçerek hareketlerini arttırmışlardır. Bir derlemede, müzik dinleme beyin iyileşmesini artırmış ve inme iyileşmesinin erken aşamalarında olumsuz ruh halini engellemiştir. Azalmış depresyon ile gelişmiş sözel bellek arasında bir korelasyon bulunmaktadır.
Otizm
Müzik terapisi günümüzde otizm spektrum bozuklukları için potansiyel bir tedavi olarak dikkat çekmektedir. Uygun maliyetli, kullanımı kolay, güvenli, noninvaziv gibi görünmektedir ve minimal yan etkileri bulunmaktadır. Çocuklar müzik dinlediklerinde ya da enstrüman çaldıklarında, sosyal becerilerine ve motor davranışlarına (hareketleri) yardımcı olmaktadır. Bir çalışmada 27 otistik çocuk müziğe tepki vermeye ve müzik dinlerken başkalarıyla iletişim kurmak için yöntemler bulmaya teşvik edilmiştir. Konuşma ve sözsüz ipuçlarıyla başkalarıyla iletişim kurmayı sağlamışlardır. Terapi sona erdikten sonra bile, müzik terapisinin etkinliği kalıcı olmuştur. 10 randomize kontrollü çalışmanın meta-analizinde, müzik terapisi otistik çocuklarda sosyal becerilerin geliştirilmesinde etkili olmuştur. Ek olarak, hem sözel olmayan hem de sözlü iletişim biraz gelişmiştir, bu da daha iyi ebeveyn-çocuk ilişkilerine neden olmuştur.
Vokal Klişesinde iyileşme
Vokal klişesi, anlamı veya bağlamı olmayan tekrar eden konuşmalardır. Mevcut durumla ilgisi olmayan gevezelik, gıcırtı, şarkı söyleme, homurdanma ve ifadeleri içerebilmektedir. Vokal basmakalıp birçok otistik çocukta görülmektedir. Önceki çalışmalar, otistik çocuklarda müzik ve diğer işitsel uyarımların vokal stereotipiyi azalttığını göstermiştir. Bununla birlikte, çalışmalarda uzun vadeli etkileri konusunda çelişkili sonuçlar bulunmaktadır. Bazı sonuçlar çalışmanın bitiminden sonra iyileşme göstermiştir. Müziğin vokal stereotipinin azaltılması üzerinde küçük etkileri olabilirken, daha fazla katılımcıyla ek çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Ağrı
80 okul çağındaki çocukla yapılan bir çalışmada, müzik ağrıyı azaltmış ve hastalar kontrol grubuna kıyasla daha az morfin (ağrı kesici) gerektirmiştir. Müzik çocukların dikkatini dağıtmıştır ve acıya katlanmalarını sağlamış gibi görünmektedir. 51 çalışmanın sistematik bir derlemesinde, müzik dinlemek ağrı yoğunluğunu ve opioid (ağrı kesici) ihtiyacını biraz azaltmıştır. Araştırmacılar, müziğin ağrı yoğunluğu üzerindeki faydalarının küçük olduğu sonucuna varmışlardır. Güvenli ve uygun maliyetli olmasına rağmen, müzik ağrı için birincil tedavi olarak kullanılmamalıdır. Olumlu etkileri küçük olduğu için müziğin klinik önemi belirsizdir. Ek olarak, müzik terapisi migren ve baş ağrılarının tedavisinde dikkat plaseboya göre daha az etkilidir. Bu nedenle ağrı kesici ihtiyacını azaltabilirken, migren tedavisi için yararlı değildir.
Öğrenme
Müzik, duygu ve ödülü kontrol eden beyin bölgelerini harekete geçirmektedir. Takviye öğrenme ve görev performansında rol oynayan dopamini arttırmaktadır. Bir çalışmada, 73 katılımcı arasında daha fazla müzikal deneyime sahip olanlar, nötr müzik dinlerken takviye öğrenme görevinde daha iyi performans göstermişlerdir ve zevkli müzikle daha iyi test çözmüşlerdir. Böylece müzik görev performansını olumlu yönde etkileyebilmiştir. Bununla birlikte, 75 sağlıklı kişiden oluşan farklı bir çalışmada, fon müziğinin sözel öğrenme görevleri üzerinde hiçbir etkisi olmamıştır. Çeşitli temposlara sahip farklı müzik türleri sözel öğrenme performansını ne artırmış ne de kötüleştirmiştir. Başka bir çalışmada, müzik eğitimi almış 41 çocuk motorsuz, sözel ve sözsüz akıl yürütme becerilerinde eğitimsiz 18 çocuktan daha yüksek puan almıştır. Bu sonuçlar için birçok olası açıklama vardır. Bir enstrümanın nasıl çalınacağının öğrenilmesi, müzik okurken çocukların hareket kontrolünü geliştirebilmekte ve çocukların okuma becerilerini geliştirebilmektedir. Ancak müziğin bilişsel yetenek üzerinde büyük bir etkisi olup olmadığı hala kesin değildir.
DEHB
Müzik DEHB olan çocuklarda performansı artırabilmektedir. Monoton, rutin görevler sırasında müziğin dıştan uyarılması, uyarılmalarını arttırmaktadır, bu da görevden uzaklaşmasını önler ve odaklanmasını sağlamaktadır. Araştırmacılar müziğin DEHB olan 20 çocuk üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Çocuklar yetenek düzeylerine göre matematik problemleri üzerinde çalışmışlardır. Müzikle çocuklar sessizce çalıştıklarından ortalama % 33 daha yüksek puan ve sessizliğe kıyasla arka plan konuşması olduğunda da % 23 daha yüksek puan almışlardır. Buna karşın DEHB’si olmayan çocuklar her üç durumda da benzer şekilde performans göstermişlerdir. Bir ankette, müzik terapistleri müzik terapisinin DEHB olan çocuklar için etkili bir tedavi olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte, ilaçla birlikte kullanıldığından müziğin DEHB belirtileri üzerindeki etkisini izole etmek zordur.
Demans
Demans hastaları, hastalığın ileri evrelerinde bile müziğin keyfini çıkarmaktadır. Müzikal etkinliklere katılan hastalar davranışlarını, ruh hallerini ve beyin fonksiyonlarını iyileştirebilmektedirler. Bir çalışmada, müzik 13 Alzheimer hastasında tanıma belleğinin geliştirilmesine yardımcı olmuştur. Müzik dinlerken sözlü bilgi için bir hafıza görevinde daha iyi performans göstermişlerdir. Bununla birlikte, bu faydalar bu çalışmaya katılan 14 sağlıklı yaşlı yetişkinde görülmemiştir. 19 çalışmanın bir meta-analizinde, müzik terapisi demans hastalarında yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olmuş, ajitasyon ve diğer davranış bozukluklarını azaltmıştır. Müzik bazı hastalarda semptomları iyileştirse bile, diğerlerinde etkili olmayabilmektedir. Müziğin bunama üzerindeki etkileri üzerine güncel çalışmalar da iyi tanımlanmamıştır ve titiz kılavuzlardan yoksundur.
Epilepsi
Beynin bazı kısımlarında (striatal ve hipokampal alanlar) düşük dopamin seviyeleri nöbetlere neden olmaktadır. Bir derlemede, araştırmacılar Mozart’ın müziğini dinlemenin, muhtemelen beyindeki dopamin seviyelerini artırma kabiliyeti nedeniyle epileptik çocuklarda nöbet sıklığını azalttığını bulmuşlardır. Potansiyel bir mekanizma, işitsel uyarımı beynin hareketi kontrol eden kısmına bağlayan ayna nöronlarını içermektedir. Bu nöronlar, bir kişi görsel veya müzikal stimülasyona maruz kalırken bir eylem gerçekleştirdiğinde aktiftir. Bununla birlikte, müziğin beyindeki etkilerini açıklığa kavuşturmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca müzik hastalarda epilepsiyi de tetikleyebilmektedir (müzikojenik epilepsi). Mekanizmaları hala belirsiz olduğundan, müzik terapisi henüz epilepsi tedavisi olarak kullanılmamalıdır.
İştah
Yemek yerken müzik dinlemek, kişinin iştahını ve yiyecek alımını artırmaya yardımcı olmaktadır. 78 üniversite öğrencisi üzerinde yapılan bir çalışmada, katılımcılar müzik dinlerken daha yüksek yiyecek ve içecek alımını bildirmişlerdir. Aynı çalışmada, öğün süreleri sessiz öğünlere göre daha uzun olmuş, müziğin ses seviyesi ve hızının öğün büyüklüğü veya süresi üzerinde hiçbir etkisi olmamıştır. İlginçtir, müzik aynı zamanda demans hastalarını daha fazla yemeye teşvik etmektedir. Rahatlatıcı akşam yemeği müziği 20 hastada kaygı, sinirlilik ve depresif duygu durumları azaltmıştır. Ayrıca, hastalar pop müzik dinlerken, sessizliğin kontrol süresine kıyasla daha fazla yemek yemişlerdir.
Yol öfkesi
Müzik dinlemek de sürüş sırasında ruh halini iyileştirebilmektedir. Bu muhtemelen kaygı ve yol öfkesinin önlenmesine yardımcı olabilmektedir. Bir çalışmada, 19 sürücünün müzik dinlerken sürüş sırasında gelişmiş bir ruh hali ve daha rahat bir vücut durumu oluşmuştur. Müzik sürüş performansını olumsuz etkilememiştir.
Dikkat
Gürültü ve sesler demansı olan yaşlı yetişkinleri aşırı uyarabilmektedir ve bazı müzik türleri ajitasyona neden olabilmektedir. Nadiren de olsa, müzik bazı insanlarda nöbetlere neden olabilmektedir ve bu bozukluğa müzikojenik epilepsi denmektedir. Müzik dinlemek, çalmak, hatta düşünmek bile nöbetleri tetikleyebilmektedir. Çoğu durumda, belirli bir uyaran, örneğin kilise çanları da nöbetleri tetikleyebilmektedir. Müzik takıntıları hafif bir takıntı belirtisidir ve OKB (obsesif kompulsif bozukluk) hastalarında ortaya çıkmaktadır. OKB hastalarında genellikle akıllarında sürekli olarak irrasyonel veya saçma sesler bulunmaktadır ve diğer düşünceleri değiştirerek saplantıları bastırmaya çalışmaktadırlar.
northshore.org
scienceofpeople.com