Süper kütleli kara deliklerin etrafında gaz diskinin oluşması üzerine, merkezdeki kara deliğin çekim gücünü de eklediğimizde diskin aşırı hızlı dönerek ısınması, kuasarları son derece parlak bir spot haline getirir. Kuasarların aşırı parlak olmaları ve evrenin her yerinden görünebilmeleri, evrenin haritasını çıkarmada bize fazlasıyla yardımcı olabileceklerini gösteriyor.
Çin Ulusal Astronomi Gözlemevi’nden (NAOC) Gongbo Zhao’ya göre, gözlemlenen birçok kuasar aslında o kadar uzaktadır ki, evrenin üç ile yedi milyar yaş arasındayken, yani dünyanın bile var olmasından çok önceki ışıklarını görebiliyoruz.
Deney, New Mexico’daki Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması’na (SDSS) bağlı olan ve şimdiye kadar 147,000’den fazla kuasarın konumunu saptayan ‘Sloan Foundation’ teleskobunun, Genişletilmiş Baryon Salınım Spektroskopik Araştırması’nın (eBOSS) bir parçası olarak kullanılmasıyla yapıldı. Gök bilimciler kuasarları bulduklarında, onları Baryon Akustik Salınımları (BAO) verilerine dayanarak tarihsel olarak sınıflandırdılar.
Laboratoire De Physique Nucleaire Et De Hautes Energies’de (LPNHE) araştırmacı ve deneyin yöneticilerinden Hector Gil-Marin, araştırma sonucunun Einstein’ın genel görelilik kuramıyla tutarlı olduğunu ve bir dizi kozmolojik mesafeyi kapsayan BAO ölçümlerinin hepsinin aynı şeyi, yani bu basit modelin bütün gözlem ile uyuştuğunu belirtiyor.
“Yer çekiminin nasıl işlediğini kavrayabilmemize rağmen hala her şeyi anlamış değiliz. Örneğin, Karanlık Enerji’nin ne olduğu sorusu var. Alternatif olgularla değil, evren anlayışımızı geliştirmemize yardımcı olan eBOSS araştırmaları gibi bilimsel gerçekler ile evreni daha iyi tanımak istiyoruz.’’ Will Percival; EBOSS baş bilim insanı ve Portsmouth Üniversitesi’nden Will Percival’daki Kozmoloji Profesörü.
sputniknews.com