in

Çok Şaşırtacak 3 Psikoloji Deneyi

İnsanların yaptıkları eylemleri yapmalarını sağlayan nedir?

Sanatçılar, yazarlar, şairler, filozoflar, bilim adamları ve psikologlar bu temel soruyu binlerce yıldır araştırmışlardır, ancak insan aklı ve davranışı hakkında çok şey hala bir sır olarak kalmaya devam etmektedir.

Çok sayıda psikoloji deneyi, insan düşünceleri ve eylemlerinin doğasını anlamaktan tutunda, bazen verdikleri kötü kararlara kadar dikkate değer bazı görüşleri ortaya koymayı başarmıştır. Aslında, bu bulgular hakkında bilgi sahibi olmak kişiyi bazen şok edebilir ve kendisi hakkında bildiklerini tekrar değerlendirmeye teşvik edebilir.

Bu yazıda geçen üç deney örneği, çoğu insan ve birçok bilim insanının, insanların nasıl düşündüğü ve davrandığı hakkında ne düşündüğünü destekleyen çalışmalardır. Bu araştırmalar, insan davranışına yeni bir ışık tutabilir ve yeni kanıtlar için imkânlar sağlayabilir.

İnsanların Düşündükleri ve Seçtikleri Farklıdır! 

Oy vermek için sandık başına giden biri, çoğu zaman adayın görüşlerinin kendi inançlarını ve değerlerini nasıl yansıttığını dikkate alarak oy kullanır değil mi? Herkes bu kritere inanmak istese de, yapılan araştırmalara göre bunun bu şekilde olmadığı belirlenmiştir. Çünkü düşündükleri ile yaptıkları seçimler farklıdır ve bu da yapılan seçimlerin farkında olmadıklarını göstermektedir. Çünkü uzmanlar seçim körlüğü olarak adlandırılan bir fenomen olduğunu öne sürmektedirler.

Peki, bu nasıl oluyor? Yapılan bir çalışmada, araştırmacılar katılımcılardan farklı kadınların görüntülerine bakmalarını ve daha sonra en çekici bulduklarını seçmelerini istemiştir. Araştırmacılar daha sonra katılımcılara sözde seçtikleri kadının resmini göstermişlerdir. Çıkan sonuçlar katılımcı erkeklerin gerçekten imaj olarak beğenmeyi reddettikleri kadınlar çıkmıştır. Çalışmaya katılanlardan daha sonra neden bu resmi seçtiklerini ve kadını neden çekici bulduklarını açıklamaları istenmiştir.

You May Also Like:  Şizofreni Tedavisinde Bir Adım Daha

Bu çalışmada değiştirilen kadın resimlerindeki kadınların kendi seçimleri olduğunu, bu kadını neden çekici bulduklarını açıklamışlardır. Oysa sarışın kadınlardan hoşlandıklarını söylemelerine rağmen fotoğraftaki kadın esmerdir ve şaşırtıcı şekilde o kadının kendilerini neden cezbettiği bile anlatmışlardır. Bu çalışma sonucunda Ancak araştırmacılar, yapılan değişikliği sadece% 13’ünün fark edildiğini keşfetmişlerdir. Ve bu seçimleri nedensel olarak konfabulasyondan(istemsiz olarak masal anlatma) dolayı yapmışlardır. İnsanlar yaptıkları seçimlerin farkında olsaydı, çoğu katılımcı bu aldatmacayı hemen fark ederdi.

Araştırmacılar, bu seçim körlüğünün sadece görsel uyaranlar için değil, aynı zamanda tat ve koku gibi diğer duyulara da yayıldığını keşfetmişlerdir. Aynı zamanda derinden inanılan inançlara (politik tutumlara) dayalı olarak yapılan seçimleri de etkilemektedir. 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre, araştırmacılar katılımcıların çeşitli siyasi meselelerle ilgili sorulara verdikleri cevapları manipüle edebildiler ve katılımcılar sadece cevaplarının değiştiğini fark etmekle kalmayıp aynı zamanda cevaplar olmasa da bu seçimleri savunmaya ve haklı göstermeye devam etmişlerdir. Çünkü ilk verdikleri kararın doğru olduğunu düşünmektedirler.

Sonuç: İnsanların düşündükleri ile tercihleri çoğu zaman farklıdır ve tercihleri hakkında daha az farkındalardır.

Başarıyı Hayal Etmek Başarısızlığa Neden Olabilir

Kişisel gelişim kitaplarına bakıldığında elde edilebilecek en önemli ipuçlarından biri; kişinin hedeflerine ulaşması için başarısını görselleştirmesi şeklindedir. Yapılan araştırmalara göre bu tavsiyenin bazen verimsiz olabileceği ortaya çıkmaktadır. Deneysel Sosyal Psikoloji Dergisi’nde yayınlanan bir 2011 çalışmasına göre, başarı hakkında hayal kurmanın kişinin başarısı üzerinde sadece etkisiz olmadığı, aslında kişinin başarısız olma riskini de artırdığı tespit edilmiştir.

You May Also Like:  Neden Bazı İnsanlar Hep Olumsuz Taraflara Odaklanıyor?

Araştırmacılar, olumlu fanteziler kurmanın veya istenen bir geleceği hayal etmenin, negatif veya nötr fantezilerden daha az enerjiyle sonuçlandığını bulmuşlardır. Çalışmanın yazarları, bu olumlu fantezilere katılmanın aslında insanların istenen hedefe ulaşmak için gereken enerji miktarını azalttığını öne sürmektedirler.

 Uzmanlar, beklentilerin fantezilerden daha iyi çalıştığını öne sürmektedir. Yapılan bir çalışmada, araştırmacılar insanların iş bulma, sınava girme ve ameliyattan kurtulma gibi yaşam zorluklarına nasıl tepki verdiğini incelemişlerdir. Bu koşulların her biri için, araştırmacılar ayrıca bu katılımcıların olumlu sonuçlar hakkında ne kadar hayal kurduklarını ve gerçekte ne kadar olumlu bir sonuç beklediklerini ölçmüşlerdir.

Peki, fantezi ve beklenti arasındaki fark nedir? Fantezi idealleştirilmiş bir gelecek hayal etmeyi içerirken, beklenti aslında bir kişinin geçmiş deneyimlerine dayanmaktadır. Araştırmacıların bulduğu sonuçlara göre, istenen gelecek hakkında hayal kurmaya çalışanların dört koşulda daha da kötüleştiğini ortaya koymuştur. Başarı için daha olumlu beklentileri olanlar takip eden haftalar, aylar ve yıllarda daha iyisini yapmışlardır. Bu durumda beklentisi olan bireylerin bir iş bulmaları, sınavlarını geçmeleri ve ameliyatlarından başarıyla çıkmaları daha olasıdır.

Sonuç: Olumlu beklentiler, istenen geleceği hayal etmekten daha etkilidir.

İnsanlar Otoriteye Uymak İçin Büyük (Bazen Ölümcül) Hareketler Yapabilir.

Patronunuz size yanlış, ahlaksız ve hatta yasadışı olduğunu bildiğiniz bir şeyi yapmanızı söylerse, yapar mıydınız? Çoğu insan böyle bir soruyu yüksek ve net bir tavırla “Hayır” ile cevaplayacaktır, ancak psikolojinin en ünlü ve açıkça tartışmalı deneylerinden biri bunun aksini ileri sürmektedir.

You May Also Like:  Çikolata düskünleri eslerine yalan söylüyor

1960’lı yıllarında yapılan bir dizi deneyde, psikolog Stanley Milgram, katılımcıların% 65’inin sadece otorite figürü bunu yapmalarını emrettiği için, acı verici ve hatta ölümcül elektrik şokları olduğunu düşündüklerini şokları, başka bir insana vermeye istekli olduğunu tespit etmiştir. Gerçekte, kurban deneyde idi ve sadece elektrik şoklarından mustarip gibi davranıyordu, ancak Milgram’ın çalışmalarına katılanlar şokların gerçek olduğuna tamamen inanıyorlardı.

Milgram’ın yaptığı bu araştırması, bazı etik ve deneysel prosedürler tarafından bazı endişeler ve bir dizi nedenden dolayı eleştirilmiştir, fakat başka araştırmacılar Milgram’ın bu deney bulgularını çeşitli durum araştırmaları için çoğaltmayı başarmışlardır. Bu ilave kopyalar, başka bir insana zarar vermek anlamına gelse bile, insanların yaklaşık% 65’inin emirleri takip edeceklerini tutarlı bir şekilde kanıtlanmıştır.

Ancak laboratuvardan elde edilen bu sonuçlar gerçek dünyadaki durumlara gerçekten dönüşebilir mi? II. Dünya Savaşı’nın zulmünü düşünüldüğünde, daha sonra korkunç eylemlerde bulunan birçok kişi, sadece emirleri yerine getirdiklerini ve kendilerine söylenenleri yaptıklarını ileri sürmüşlerdir. Daha yakın zamandaki örnekler arasında Abu Ghraib askeri personel tarafından mahkûmların istismarı ya da kardeşlik sözü sırasında öğrencilerin yaralandığı üniversite tacizleri sayılabilir.

Sonuç olarak: İnsanlar düşündüklerine nazaran daha fazla itaatkar olma eğilimindedir ve otoriteye itaat bazen tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

journals.sagepub.com

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

‘Görünmez Adama’ bir adım daha yaklaşıldı: Şeffaflaşan insan hücreleri üretildi

Kovid-19 salgını 2019 yazında başlamış olabilir