GPrestijli çocuklarımız teknoloji ile doğar. Tamamımız bunu biliyoruz. Şimdi, ebeveynlerin bu durumu iyi mi açıkladığını daha iyi idrak etmek için başka bir gerçeği ortaya çıkarmamız gerekiyor: Teknolojiyle doğmadık. Her birimiz teknolojiye çağımızdan sonrasında, kısaca lise ve kolejimizde yada kendi işimizi ilk kurduğumuzda aşinayız. Kim bilir çocuklarla, hatta bebeklerle ve teknolojiyle bağlantılı olarak acayip bir halde eğlenmemizin sebebi budur – kim bilir bunu ilk kez görüyoruz.
Fazlaca değişik ve akıllı bir neslin büyüdüğünü hissediyoruz. “Oğlum 3 yaşlarında ustalaşmış bir Google kullanıcısı”, “Faremize güvenmeyeceksiniz” şeklinde birçok ebeveynin acayip bir halde gurur duymasının sebebi kim bilir budur.
Her neyse ki, gelişim çağlarında uzun süre teknolojiye (bilgisayarlar, cep telefonları, tabletler) maruz kalan evlatların tehlikeleri (gelişim ve öğrenme üstündeki negatif etkisinde bırakır, aşırı kiloluluk ve saldırganlık, radyasyona maruz kalma vb.) İle ilgili birçok emek harcama yayınlanmıştır. Sadece, oldukça azca ebeveyn çocuklarını teknolojiden uzak tutmaya çalışıyor. Bunun aksine, dördüncü yada beşinci doğum gününde evlatları için tablet almayı hayal eden ebeveynlerin sayısı oldukça azdır.
Netice olarak, ufak bir çocuğun internette mükemmel bir kullanıcı olduğu gerçeğinin yüksek IQ’nun bir işareti olduğuna inanmaya devam ediyoruz, bunun sebebi teknolojiyle oldukça geç tanışmamız ve kendimizi oldukça akıllı bulmamamız olabilir. .
Bu okulun teknolojisi yok
“New York Times” da gösterilen bir yazı büyük tartışmalara niçin oldu ve haber alma ile teknoloji kullanımı arasındaki ilişkiyi başarıyla bozdu. Dünyada ve vatanımızda birçok ilköğretim okulu, teknoloji kara-Silikon Vadisi’nin kalbinde, sınıflarını bilgisayarlarla donatmak ve birbirleriyle rekabet etmek için çabalıyor. Bu okulda E-Bay, Google, Apple, Yahoo, Hewlett-Packard şeklinde teknoloji devleri evlatları göndermeyi tercih ediyor. Kendini teknolojiden tamamen çıkarmayı seçti. Bu okul, Yarımadanın Waldorf Okulu’dur.
Bu okulun teknolojisi yok. Bir bilgisayar ekranı yada akıllı tahta değil, eski bir yazı tahtası, tebeşir, kağıt ve kalem. Öteki temel öğrenme materyalleri örgü iğneleri ve dikiş iğneleri ve kimi zaman kildir. Ek olarak, birçok oyun odaklı öğrenme ve öykü anlatımı vardır.
Çeviklik bilgelik olur
Google’da kıdemli bir yazışma çalışanı olan Alan Eagle, New York Times’a şunları söylemiş oldu: “Bu uygulamanın yada iPad’in çocuklarıma daha iyi okuma yada matematik becerileri öğretebileceği fikri hakkaten garip.” 5. sınıftaki kızı Hemen hemen Google’ı iyi mi kullanacağımı bilmiyorum. Bunun yerine kızı, sınıftaki öteki çocuklar şeklinde dikiş becerilerini güçlendirmeye çalıştı.
Amaçları bigün kendi çoraplarını dikebilmektir. Waldorf eğitim sistemine bakılırsa, örgü örmek, makas yada bıçak kullanmak şeklinde ikincil becerilerle sorun çözme ve matematik becerileri gelişecektir. Yedi yaşından sonrasında el becerileri ve zıplama, atlama, kaya tırmanışı şeklinde motor beceriler zeka haline gelir.
Alan Eagle, teknolojiyi kullanmayı öğrenmenin dişlerinizi fırçalamayı öğrenmek kadar kolay bulunduğunu söylemiş oldu. Günümüzde ebeveynlerin aksine, anne babalar teknik becerilerini büyük seviyede geliştirdiler. “Google’da ve öteki her yerde, teknolojiyi o denli kolay hale getirdik ki, benzer ilgi alanlarına haiz insanoğlu onu rahatça kullanabilirler. Çocuklarımız büyüdüğünde teknolojiyi asla kullanamazlar. Bu, ebeveynlerin dayanamayacağı teknik bir beceridir.
Waldorf sistemi neredeyse 100 senelik bir eğitim sistemidir, sadece bilgisayarlar hakkında yeni tartışmalara yol açmaya adım atmıştır. İyi şeyler başladı. Şimdi, çocuğunuzun hareketlerinden fare kullanmak kadar kolay gurur duymanızı sağlama ve onu dikiş yapmak, makas kullanmak şeklinde daha çok zeka gerektiren el becerilerini kullanmaya teşvik etmenin tam zamanı.