Bilimin Mürekkebiyle Tarih Yazanlar

Başarılı insanların zeki ve hırslı olduğu gerçeği diye bir olgu vardır. Sorgulamadan kendilerine sunulana koşulsuz inanmaya hazır kitlelerin kabul ettiği bu düşünce şekline sahip olanlar, başarının gerçek hikâyesinin göründüğünden daha karmaşık, ilgi çekici, öğretici yanlarını hiçbir zaman öğrenemeyeceklerdir. Bazı insanların neden daha iyi olduğunu sorgulamaya başlamak bizi onların başarılarına yaklaştıran ilk adımdır. Onları anlamak, hayatlarına dair bilgi edinmek, düşünme şekillerinin oluşumunu anlamamızı kolaylaştıracağı gibi bize verilen bilgi birikimini daha iyi sentezleyebilmemize zemin sağlar. Başarı hiçbir koşulda tesadüf değildir. Uzun, zorlu, mücadele ile dolu bir yolun sonucunda kazanılmış zafer tanımlaması bile dünya tarihinde birçok olay ve insan için yetersiz kalmıştır.

Başarı öyküleri ile günümüze kadar gelmiş bu insanların en zor sınavları, net bir anlayış biçimiyle karmaşıklıktan uzak inandıklarını aktarıp, bizlere kabullendirebilmektir. Bilinmeyeni anlaşılır kılmak esas olandır, olayları çekici kılıp müthiş bir berraklıkla izah eden, tarihte çığır açmış insanlara hayranlık duymamak mümkün değil. Birçoğu inanılmazı başarma öykülerinde destek görmek bir kenara, inandıkları uğruna kaybettiklerini düşündüğümüzde azimlerinin önünde saygıyla eğilmeyi hak eden insanlar bahsettiklerimiz. Başarıları ülkelerini aşmış, dünyayı değiştiren insanlar…

Günümüzde iletişim araçlarının iletişimin kendisini yok ettiği, araştırma imkânlarının fazlalığı ile her şeyin daha çabuk ulaşılabilir olduğu gerçeğiyle yaşamaktayız. Bu imkânların olmadığı dönemlerde sadece kendi kaderlerini büyük bir gizem ile yaşayabilen, inandıklarını ispatlamaya ömürlerini adayan bilim insanları yenidünyanın başarılı mimarlarıdır. Eserleri, buluş ve keşifleri bugünkü hayatımızın temellerini atmakla birlikte birçok radikal değişimin de başlangıcını oluşturmaktadır. Tarihe yön vermiş dünyayı değiştirme gücünü kendinde hissetmiş ve başarmış insanlara, zorluklara direnip mücadele ruhlarını kaybetmeden kazandıkları zaferlerdeki cesaretlerine hayran kalmamak ne mümkün.

İşte tarih yazan o büyük insanlardan sadece bazıları;

OKLİD; MÖ 275-330 tarihleri arasında yaşamış İskenderiyeli matematikçi, tarihte ismiyle anılan öyle bir imzası var ki bugün oynadığımız bilgisayar oyunlarında her mikro saniyede bir yapılan oklid bağlantısının mucididir.

ARİSTO; Antik Yunan filozof. MÖ 322-384 yılları arasında yaşamış fizik, gökbilim, ilk felsefe, zooloji, mantık, siyaset ve biyoloji üzerine büyük emeği olan günümüze pek çok eser vermiş bilim insanıdır.

PİSAGOR; MÖ 495-570 yılları arasında yaşamış bugünün en çok kullanılan, kendi adıyla anılan Pisagor teoreminin sahibi İyonyalı filozof ve matematikçi.

Dünyayı döndüren adam GALİLEO; 1564’de Pisa’da doğdu. Tıp, fizik, matematik eğitimi almış, cisimlerin özgül ağırlıkları olduğunu anlayarak teraziyi keşfetmiştir. Düşünce deneyinin babası ‘pisa kulesi’ deneyinin sahibidir. 1609 yılında teleskopu icat ederek, ayın yapısının engebeli olduğunu saptadı. Satürn’ün etrafındaki halkayı, Venüs’ün geçirdiği evreleri keşfetti. Jüpiter’in 4 uydusunu bulup “medici uyduları” adını verdi. Dünyanın döndüğünü ve güneşin evrenin merkezi olduğunu açıklamasıyla çok dindar olmasına karşın dinsiz ilan edildi. Son yıllarını kör olarak geçiren başarılı bilim insanı 1642 yılında öldü, Floransa da Santa Croce kilisesine gömüldü.

Bilimde devrim yaratan ISAAC NEWTON; 1642-1727 yılları arasında yaşamış, Galileo’nun elinden aldığı bayrağın hakkını yirmi beş yaşına geldiğinde en büyük kuramlarını oluşturarak vermiştir. Kafasına düşen elmayla tanıdığımız Newton, bugünümüze gelene dek her alanda bilime model fiziksel dünyanın mekanik açıklamasını borçlu olduğumuz değerli bilim insanıdır. Ölümünden kısa bir süre önce kendisini tanımlaması evreni anlama ve açıklama merakına eşdeğer güzelliktedir. “ Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum; ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıl taşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.”

EULER matematikte bir deha, 1707-1783 tarihleri arsında yaşamış 15 yaşında eğitimini tamamlamış, 38 yaşında “Emsalsiz, matematikçilerin prensi” hitabını alacak sayısız başarılara imzasını atmış İsviçreli fizikçidir. E sabitinin mucidi, matematiğin kavram ve simgelerinin zenginliğini günümüze kadar sunan bütün çağların en üretken, en çok yayın yapan matematikçisidir. Gözünde oluşan katarakt nedeniyle ömrünün son yıllarını kör olarak geçirmesine rağmen eşsiz bellek gücü ve akıldan hesaplamalarındaki üstün yeteneği ile üretkenliğini ölümüne sebep olan 1783 yılında geçirdiği felce kadar kaybetmemiştir.

Kökenini arayan adam DARWİN; 1809-1882 yılları arasında yaşamış bugünün biyoloji, bilimin temeli ve birleştirici öğesi modern evrim teorisinin fikir babası. “Düşünüyorum ki” diye başlayan bilimsel argümanlarında kendinden son derece emin, mütevazı kişiliyle saygı gören, örnek gösterilen bilim insanı. 1859 yılında yayınlanan Türlerin Kökeni kitabı bilim dünyasında ve insanlık adına bir devrimdir.

PASTEUR, tıpta devrim yapan Fransız mikrobiyolog ve kimyagerdir. 1822-1895 yılları arasında yaşamış, günlük yaşamı bugün de etkileyen mayalanma olgusunun mucidi, pastörizasyonun modern süt endüstrisinde kullanılmasının sağlayıcısı ve Kuduz aşısı bulan çok değerli bilim insanıdır.

Dünyayı aydınlatan adam EDISON, yirminci yüzyılın en büyük mucitlerinden biridir. 1847-1931 yılları arasında yaşamış, dört yaşına kadar konuşamayan, öğretmeni başarısız olduğuna inandığı için okuldan uzaklaştırılan, bunlara rağmen vazgeçmek nedir bilmeyen 1300 tane patentin sahibi. 10 yaşında kendi bilim laboratuvarını kuran, on beş buçuk saat yanan lamba icadını bir buçuk senede tamamlayıp ampulün patent onayını altı yıl bekleyen azimli bilim insanı. Karşılaştığı tüm zorluklara rağmen asla pes etmeyen Edison, yaygın olarak ampulün mucidi olarak bilinse de ilk film makinesi kinetografı, sonra modern film makinelerinin öncüsü kinetoskopu da icat etmiştir.

Çağının ötesinde bir dahi NİKOLA TESLA, Sırp fizikçi olup çok büyük buluşlara imza atmış, 1856-1943 yılları arasında yaşamış bilim insanıdır. Sıra dışı bir hafızaya sahip, altı dil bilen, tabiatın işleyişini bizim göremediğimiz bir yetenekle görebilen, Nobel ödülünü reddetmiş tek bilim adamıdır. Bugün kullandığımız floresan, radar, MR, neon ışıkları, hızölçeri, elektron mikroskobu, mikrodalga fırını, otomobillerdeki ateşleme sistemi Tesla’nın teorileri kaynaklı edinilmiş projelerdir. İlk insan yapımı şimşeği oluşturmuş, doğru akım ve sonrasında alternatif akımı bulmuştur. Dünyadaki bilim ve teknoloji yapısını tam anlamıyla kökünden değiştirebilecek, kullanılan ya da kullanılmayan birçok buluşa imza atmış olmasına rağmen ders kitaplarında nadiren adı geçen benzersiz bir mucittir. Elektriğin kablosuz taşınabilmesi buluşu ve bunu kanıtlaması buna en güzel örneklerden sadece bir tanesidir.

Radyoloji biliminin kurucusu MARİE CURİE, 1867-1934 yılları arasında yaşamış Polonyalı fizikçi ve kimyacı, kocası PİERRE ile birlikte polonyum ve radyum elementlerini keşfetmiştirler. 1903 yılında Fizik alanında, 1911 yılında Kimya alanında Nobel Ödülünü alan CURİE “radyoaktivite” terimini günümüze katan bilim insanı olmakla birlikte birçok Radyoaktif keşifleri de vardır.

Tüm zamanların dâhisi EINSTEIN, 1879-1955 tarihleri arasında yaşamış, Yahudi asıllı Alman teorik fizikçi bilim insanı. Doğduğunda büyük bir kafatasına sahip olan, yapılan kontroller sonucu normal olduğu söylenmesine karşın 3 yaşına kadar hiç konuşamayan Einstein, 9 yaşına kadar konuşma problemleri devam eden bir çocuktu. Henüz daha beş yaşındayken babasının hediye ettiği pusula ile bilim hayranlığı oluşmaya başlayan, kemanı çok seven dahimiz, yine bu yaşlarda keman çalmayı öğrenmiştir. Genel Görelelik Kuramı, Özel Görelelik Kuramı, Kütle-Enerji Eşitliği, Fotoelektrik Etki, Brown Hareketi ve İstatiksel Fizik, Bose-Einstein İstatistiği, Kuantum Fiziği ve Belirsizlik İlkesi, Kozmoloji ve Birleşik Alan Kuramı gibi ömrünü adayarak yaptığı bilimsel çalışmalar tüm dünyada kabul görmüştür.